Page 429 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 429
EMİRDAĞ LÂHİKASI-II 143
"Ey bu Câmi-ül Emevî'deki Kardeşlerim gibi Âlem-i İslâmın
Câmi-i Kebirinde olan Kardeşlerim! Siz de ibret alınız. Bu kırkbeş
senedeki hâdisattan ibret alınız. Tam Aklınızı başınıza alınız. Ey
mütefekkir ve Akıl sahibi ve kendini münevver telakki edenler! Hasıl-
ı kelâm: Biz Kur'an Şakirdleri olan Müslümanlar, bürhana tâbi'
oluyoruz; Akıl ve fikir ve Kalbimizle Hakaik-i İmaniyeye giriyoruz.
Başka Dinlerin tâbileri gibi ruhbanı taklid için bürhanı bırakmıyoruz.
Onun için Akıl ve İlim ve fen hükmettiği istikbalde, elbette Bürhan-ı
Aklîye istinad eden ve bütün hükümlerini Akla tesbit ettiren Kur'an
hükmedecek."
"Evet şimdi olmasa da otuz-kırk sene sonra fen ve Hakikî
Marifet ve medeniyetin mehasini o üç kuvveti tam techiz edip,
cihazatını verip o dokuz mani'leri mağlub edip dağıtmak için Taharri-
i Hakikat meyelanını ve insaf ve Muhabbet-i İnsaniyeyi o dokuz
ِ
düşman taifesinin cephesine göndermiş, للّا َّٓش ا ء نا yarım asır sonra
ُ َ ٰ ْ َ
onları darmadağın edecek."
"İşte Amerika ve Avrupa tarlaları böyle dâhî muhakkikleri
(Mister Karlayl ve Bismark gibi) mahsulât vermesine istinaden ben de
bütün kanaatimle derim: Avrupa ve Amerika İslâmiyet ile hamiledir.
Günün birinde bir İslâmî devlet doğuracak."
"Hem de İslâmiyet güneşinin tutulmasına (inkisafına) ve beşeri
tenvir etmesine mümanaat eden perdeler açılmaya başlamışlar. O
mümanaat edenler çekilmeye başlıyorlar. Kırkbeş sene evvel o fecrin
emaresi göründü. 71'de Fecr-i Sadıkı başladı veya başlayacak."
"Ey Câmi-i Emevî'de Kardaşlerim! Ve yarım asır sonraki
Âlem-i İslâm Câmii'ndeki İhvanlarım! Baştan buraya kadar olan
mukaddemeler netice vermiyor mu ki: İstikbalin kıt'alarında hakikî
ve manevî hâkim ve beşeri, Dünyevî ve Uhrevî Saadete sevkedecek
yalnız İslâmiyet'tir ve İslâmiyet'e inkılab etmiş ve tahrifattan ve
hurafattan sıyrılacak İsevîler'in hakikî Dinidir ki: Kur'ana tâbi' olur,
ittifak eder."
Muhterem heyet-i hâkime! Risale-i Nur Müellifi aleyhindeki bütün
iftiralara ve isnadlara karşı hukukî en kat'î cevab olarak, üç mahkemenin
ve üç ehl-i vukufların tedkikten sonra Eserleri iade etmeleridir.