Page 432 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 432

146                                                                         YİRMİYEDİNCİ  MEKTUBDAN


                 Şimdi  bu  kanun  namına  garazkârane  kanunsuzluk  hesabına  beni
          cebren,  zorla  İstanbul'a  mahkemeye  sevketmekte,  benim  çok  ihtiyarlık,
          za'fiyetim ve zehirli şiddetli hastalığım kat'iyyen tıbben, fennen mazeret-i
          kat'î  olduğu  gibi,  dört  defa  o  noktadan  rapor  alıp,  onlara  gönderdiğimiz
          halde,  yine  ısrarla  beni  zorlamakta  olduklarından,  pek  şiddetli  Ruhuma
          dokunmuş, daha benim mahkeme ve idare huzurunda konuşmak iktidarım
          haricindedir. Konuşsam da vatan, millet ve asayişe zarar vermek fikriyle
          çalışan ve beni hilaf-ı kanun muhakeme edenlerin yüzüne vurmaya mecbur
          olacağım.  Daha  bu  kadar  zulme  tahammül  edemiyeceğim.  Bu  ise
          ehemmiyetli  başka  bir  nevi  hastalıktır.  Hem  vatana  bu  manevî  hastalık,
          zarar vermek ihtimali var.

                 Şimdi  Heyet-i  Sıhhiye'den  ricam,  beni  tanıyanlar  ve  benimle
          yakından  alâkadar  olanlar  ve  Hizmet  edenler  biliyorlar  ki,  gizli
          düşmanlarım müteaddid defadır beni zehirliyorlar. Tegaddi edemiyorum.
          Hattâ Hizmetçimle beş dakikadan fazla konuşamıyorum.

                 Hem başımda şiddetli ve devamlı nezle ve bir gözüm o nezleden
          ağrıyor ve akıyor. Müzmin kulunç ve şiddetli sancı ile hastayım.

                 Hem  yirmisekiz  sene  gurbette  kaldığımdan  ve  başkalarının
          muavenetini  kabul  etmediğimden  pek  zarurette  yaşadığım  için  za'fiyet
          fazladır. Hattâ zorla merdivenden çıkıyorum.  Zaruret-i kat'î olmazsa beş
          dakika konuşamıyorum, yoruluyorum.

                 Ben  sâbık  mahkemelerde  hem  Risale-i  Nur,  hem  Risale-i  Nur
          Talebeleri için tahammül ediyordum. Ve tam Hakikatı izhar etmiyordum.
          Bir  derece  zulümlerine  tahammül  edip  haksızlıklarını  yüzlerine
          vurmuyordum.  Tâ  masumlara,  asayişe  zarar  gelmesin  diye  sabır  ve  her
          nevi zulüm ve işkencelere tahammül ediyordum.

                 Şimdi ise Risale-i Nur'a Âlem-i İslâm sahib çıktı. Nur Talebeleri
          de benim müsamahama ve düşmanlarıma ilişmemekliğime ve zulümlerine
          sükût etmeme ihtiyaçları kalmadı. Onun için benim damarıma pek şiddetli
          dokunulduğunda  irade  ve  ihtiyarım  haricinde  karşıma  çıkan  gizli
          düşmanlarımın bana zararlarına vesile olan, beni cezalandırmaya çalışan-
          lara  Hakikatı  çıplak  olarak  böyle  söyleyeceğim.  Sükût  şimdi...  İzhar
          edilmeyecek.

                 Madem Hakikat böyledir, Heyet-i Sıhhiye benim hem maddî, hem
          manevî, hem sinir, hem Kalb, hem nezleli baş hastalıklarım, hem kulunç
          ve   sancı   ve    mahkemelerde  konuşma   iktidarsızlığı   ve   hem  madem
   427   428   429   430   431   432   433   434   435   436   437