Page 424 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 424

138                                                                         YİRMİYEDİNCİ  MEKTUBDAN


                 Eğer Gençlik Rehberi'nin İntişarıyla dinî terbiyeyi ders veriyor, bu
          ise  lâikliğe  aykırıdır  diye  ittiham  olunuyorsa,  o  halde  lâikliğin  manası
          nedir?  Biz  de  soruyoruz.  Lâiklik  İslâmiyet  düşmanlığı  mıdır?  Lâiklik,
          dinsizlik  midir?  Lâiklik,  dinsizliği  kendilerine  bir  Din  ittihaz  edenlerin
          Dine taarruz hürriyeti midir? Lâiklik, Din Hakikatlarını beyan edenlerin,
          İmanî  Dersleri  neşredenlerin  ağızlarına  kilit,  ellerine  kelepçe  vuran  bir
          istibdad-ı mutlak düsturu mudur?

                 Lâiklik,  bir  vicdan  ve  fikir  hürriyeti  olduğuna  göre,  dinsizler  ve
          Din düşmanları, İslâmiyet aleyhinde her çeşit hücumları, taarruzları yapar,
          anarşik  fikirlerini  o  hürriyet-i  vicdan  ve  fikir  bahanesiyle  neşreder  de;
          fakat bir İslâm Âlimi o hürriyet-i fikir düsturuna istinaden bin yıldan beri
          İslâmiyet'in  serdarı  olmuş  bir  millet  içinde  ve  o  milletin  bin  yıllık
          an'anesine, kanunlarına ittiba' ederek ve yine o milletin Saadeti uğrunda,
          Ahlâk ve Namusun muhafazası yolunda dinî bir Ders beyan etmesi lâikliğe
          aykırıdır  diye  suçlu  gösterilir,  devletin  nizamlarını  dinî  inançlara
          uydurmak istiyor diye mahkur gösterilir. Biz böyle bir gayr-ı mümkünün,
          mümkün  olmasına  ihtimal  vermiyoruz.  Adaletin  buna  müsaade
          etmiyeceğini şübhesiz biliyoruz.

                 Hakikat-ı  halde,  geçen  mahkemelerin  beraetler  vererek  tamamen
          iade  ettikleri  Risale-i  Nur'un  130  parçasından  bir  parçası  olan  Gençlik
          Rehberi, vatan ve milletin Saadetinde en birinci vesilelerden birisidir. O
          Eserleri  okuyup,  onların  Dersleriyle  sefahet  ve  dalaletin  girdablarından
          kurtulduklarını  mahkemelerde  söyleyen  yüzler  Nur  Talebeleri  ve  şimdi
          bizzât  o  Eserlerle  vatan  ve  millete  nâfi'  bir  uzuv  haline  geldiklerini
          Hayatlarıyla  ve  Hizmetleriyle  isbat  eden  binler  Türk  gençleri  bizler,  o
          asılsız isnadları, o müfterilerin yüzlerine çarpıyoruz.

                 Hakikaten  ne  kadar  acıdır  ki:  Asayişin  teminine,  Ahlâkın
          muhafazasına vesile olmuş, adliyeye ve zabıtaya binler faydası bulunmuş
          bir Eser, bugün Hakikatın tamamen aksine olarak suçlu gösterilip zararlı
          tevehhüm edilmek isteniyor. Artık bu kadar bedihî bir zıddiyet karşısında
          insaf  ve  Vicdan  sahiblerinin  Vicdanlarına  ve  insaflarına  havale  edip
          üstadımız hakkında o ehl-i vukufun; Dini siyasete âlet ediyor demelerine
          mukabil biz de diyoruz: O ehl-i vukuf, adliyeyi dinsizliğe âlet ediyor.

                 Bilirkişi  raporunda  bir  isnad  da;  müellif,  Risale-i  Nur  Şahs-ı
          Manevîsi  namına  konuşmaktadır.  Kalbe  ihtar  edildi,  Leyle-i  Kadirde
          Kalbe gelen bir mes'ele-i mühimme gibi, bazı cümleleri ele alarak bununla
          şahsî    nüfuz     temin     etmek     maksadının     Müellifte   bulunduğudur.
   419   420   421   422   423   424   425   426   427   428   429