Page 73 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 73
EMİRDAĞ LÂHİKASI-I 75
kendine tâbi' ve basamak yapar. Hattâ dünyevî makamlar için dahi
mukaddesatını âlet eder. Manevî makamlar olsa, daha ziyade âlet eder.
Umumun nazarında kendini muhafaza etmek ve o makamlara kendini
yakıştırmak için bazı Kudsî Hizmetlerini ve Hakikatları basamak ve
vesile yapıyor diye itham altında kalıp, neşrettiği Hakikatlar dahi
tereddüdler ile revacı zedelenir. Şahsa, makama faidesi bir ise,
revaçsızlıkla umuma zararı bindir.
Elhasıl: Hakikat-ı İhlas, benim için şan ü şerefe ve maddî ve
manevî rütbelere vesile olabilen şeylerden beni men'ediyor.
Hizmet-i Nuriyeye gerçi büyük zarar olur; fakat kemmiyet
keyfiyete nisbeten ehemmiyetsiz olduğundan, hâlis bir hâdim
olarak, Hakikat-ı İhlas ile, herşeyin fevkinde Hakaik-i İmaniyeyi
on adama Ders vermek, büyük bir Kutbiyetle binler adamı irşad
etmekten daha ehemmiyetli görüyorum. Çünki o on adam, tam o
Hakikatı herşeyin fevkinde gördüklerinden Sebat edip, o çekirdekler
hükmünde olan Kalbleri, birer ağaç olabilirler. Fakat o binler adam,
dünyadan ve felsefeden gelen şübheler ve vesveseler ile, o Kutbun
Derslerini hususî makamından ve hususî hissiyatından geliyor nazarıyla
bakıp, mağlub olarak dağılabilirler. Bu mana için Hizmetkârlığı,
makamatlara tercih ediyorum.
Hattâ bu defa bana beş vecihle kanunsuz, Bayramda, düşman-
larımın plânıyla bana ihanet eden o malûm adama şimdilik bir bela
gelmesin diye telaş ettim. Çünki mes'ele şaşaalandığı için, doğrudan
doğruya avam-ı nâs bana makam verip hârika bir Keramet sayabilirler
diye, dedim: "Ya Rabbi, bunu ıslah et veya cezasını ver. Fakat
böyle Kerametvari bir surette olmasın." Bu münasebetle bir şeyi
beyan edeceğim. Şöyle ki:
Bu defa mahkemeden bana teslim olunan Talebelerin
Mektubları içinde, çok imzalar üstünde bulunan bir Mektub gördüm;
belki Lâhika'ya girmiş. Risale-i Nur'un Şakirdlerinin maişet cihetindeki
Bereketine ve bazıların tokatlarına dairdi. Burada, aynen Kastamo-
nu'daki tokat yiyenler gibi şübhe kalmamış; beş adam, aynen burada da
tokat yediler. (*)
Risale-i Nur'un bir kâtibi dedi ki: "Neden dostların kusuratına
tokat gelir. Hücum eden düşmanlara bu tarzda gelmiyor?"
-------------------------
(*): Evet biz gözümüzle gördük, hiç şübhemiz kalmadı.
Buranın Talebeleri namına
Ceylan, İbrahim