Page 69 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 69
EMİRDAĞ LÂHİKASI-I 71
ve tatbik etmeleri gibi çok cihetlerle o Tercümanın istidadından çok
ziyade o Nurların zuhuruna medar oldukları gibi, Risale-i Nur'un ve
Şakirdlerinin Şahs-ı Manevîsinin Hakikatını onlar teşkil ediyorlar.
Tercümanının da içinde bir hissesi var. Eğer İhlassızlıkla bozmazsa, bir
tekaddüm şerefi bulunabilir.
Sâlisen: Bu zaman, Cemaat zamanıdır. Ferdî şahısların
dehası, ne kadar hârika da olsalar, Cemaatın Şahs-ı Manevîsinden
gelen dehasına karşı mağlub düşebilir. Onun için, o mübarek
Kardeşimin yazdığı gibi, Âlem-i İslâmı bir cihette tenvir edecek ve
kudsî bir dehanın nurları olan bir Vazife-i İmaniye; bîçare, zaîf,
mağlub, hadsiz düşmanları ve onu ihanetle, hakaretle çürütmeye çalışan
muannid hasımları bulunan bir şahsa yüklenmez. Yüklense, o kusurlu
şahıs ihanet darbeleriyle düşmanları tarafından sarsılsa; o yük düşer,
dağılır.
Râbian: Eski zamandan beri çok zâtlar, Üstadını veya
Mürşidini veya Muallimini veya Reisini kıymet-i şahsiyelerinden çok
ziyade hüsn-ü zan etmeleri, Dersinden ve irşadından istifadeye vesile
olması noktasında o pek fazla hüsn-ü zanlar bir derece kabul edilmiş,
hilaf-ı vakıadır diye tenkid edilmezdi. Fakat şimdi, Risale-i Nur
Şakirdlerine lâyık bir Üstada muvafık bir ulvî mertebe ve Fazileti;
bîçare, kusurlu bu şahsımda kabul ettikleri sebebiyle gayret ve
şevkleriyle çalışmaları, bu noktada haddimden ziyade hüsn-ü zanları
kabul edilebilir. Fakat Risale-i Nur'un Şahs-ı Manevîsinin malı olarak
elimde bulunuyor diye bilmek gerektir. Fakat başta zındıklar ve ehl-i
dalalet ve ehl-i siyaset ve ehl-i gaflet, hattâ safi-kalb Ehl-i Diyanet
şahsa fazla ehemmiyet verdikleri cihetinde, haksızlar o şahsı
çürütmekle Hakikatlara darbe vurmak ve o Nurlara, benim gibi bir
bîçareyi maden zannederek bütün kuvvetleriyle beni çürütüp, o nurları
söndürmeye ve safi-kalblileri de inandırmaya çalışıyorlar. Ezcümle,
İkinci Mes'elede bir hâdise bu Hakikatı gösteriyor.
İkinci Mes'ele: Bayramın ikinci gününde, teneffüs için kırlara
çıktığım zaman, ehemmiyetli bir memur tarafından beş vecihle
kanunsuz bir taarruza maruz kaldım. Cenab-ı Hak Rahmet ve
Keremiyle, belime, başıma yüklenen Risale-i Nur Eczalarını ve
Ruhuma ve Kalbime yüklenen Şakirdlerinin haysiyet ve izzet ve
rahatlarını muhafaza için, fevkalâde bir tahammül ve sabır ihsan eyledi.
Yoksa bir plân neticesinde beni hiddete getirip Risale-i Nur'un, bahusus
"Âyet-ül Kübra"nın Fütuhatına karşı bir perde çekmek olduğu
tahakkuk etti. Sakın, sakın hiç kederlenmeyiniz, merak etmeyiniz,