Page 70 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 70

72                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN


          hem   telaş   etmeyiniz,   hem    bana    acımayınız.    Şeksiz    şübhesiz
          İnayet - i   İlahiye       perde      altında     bizi    muhafaza    etmekle
            مُك   ل    يخ    وهو ا ًئيش اوهرْكت نَا     َّٓ سع Âyetine mazhar etsin.
                َ
                          َ
                  َ ُ َ
                              ُ َ َ ْ
                                          َ
            َ ْ
                         ْ
                                        ٰ
              ٌ ْ

                 Onların  o  plânları  da  yine  akîm  kaldı.  Fakat  bu  vilayette,
          doğrudan  doğruya  büyük  bir  makamdan  kuvvet  alıp  şahsımla
          uğraşanlar  var.  Eğer  mümkün  olsa,  buranın  havasıyla  hiç  imtizaç
          edemediğim  cihetini  vesile  edip,  münasib  bir  yere  naklime,  Denizli
          mahkemesini ve Ankara Temyiz Mahkemelerini vasıta yapıp çalışmak
          lâzım geliyor. Ben kendim yapamadığım için, benden bana daha ziyade
          alâkadar Denizli dostları teşebbüs etseler iyi olur. Hiç olmazsa oranın
          hapsine, bir daha bahane ile beni alsınlar.

                                                                   Said   Nursî
                                         *  *  *

                 Aziz,  Sıddık,  çok  Mübarek,  çok  Faal,  çok  Hâlis,  çok
          Kıymetdar Kardeşim Hüsrev!

                 Senin  Bayramın  ikinci  gününde  elime  geçen  Mektubun  bir
          güvercin haber veriyor gibi geldiği aynı günde beni çok müteessir eden
          hâdise-i taarruziyeden neş'et eden elemlerime, kederlerime bir merhem,
          bir ilâç hükmüne geçti; bu manayı hatıra getirdi: "Sana ihanet eden
          ehemmiyetsiz  adamlara  karşı,  Gül  ve  Nur  Fabrikasının
          Kahramanlarının  hârikulâde  hürmet  ve  ihtiramları  varken  böyle
          bir-iki  Vicdansızın  hakaretine  değil,  milyonlarca  düşmanların
          ihanetlerine  karşı  gelebilir  ve  hükümden  iskat  edebilir"  diye
          Kalbime  geldi.  Fakat  kendi  şahsıma  baktım  ki;  kurumuş,  çürümüş,
          Vazifesi  bitmiş  bir  hurma  çekirdeği  hükmünde  iken,  Risale-i  Nur
          bahçesinde bir derece o çekirdekten tezahür eden meyvedar, muhteşem
          koca  bir  ağaç  nazarıyla  baktığınızı  gördüm.  Sizin  fevkalâde  hüsn-ü
          zannınız o ağaçtan ileri geldiğini ve çekirdeğin de bir cihette, bir nevi
          vesile olduğu cihetinde hüsn-ü zanna mazhar olmuş gördüm.

                 O Mektubun birinci sahifesi güzeldir; ben de iştirak ediyorum.
          İkinci sahifede birkaç yerde Kalem karıştırdım, ta'dil ettim. Ezcümle:
          Hazret-i Hasan Radıyallahü Anh'ın altı aylık Hilafeti ile beraber Risale-
          i Nur'un Cevşen-ül Kebir'den ve “Celcelutiye”den aldığı bir kuvvet ve
          Feyizle  Vazife-i Hilafetin  en  ehemmiyetlisi   olan   Neşr-i Hakaik-i
   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75