Page 66 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 66

68                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN


          (R.A.) ve Hasan Hüseyin (R.A.) vasıtasıyla İmam-ı Ali'den (R.A.)
          almışım. Onun için, hizmet ettiğimiz Daire Onların Dairesidir.

                 Cenab-ı  Hakk'a  hadsiz  şükür  olsun  ki;  Duanızın  Himmetiyle,
          onbeş  günden  ziyade  şiddetli  bir  hararet  içinde  tehlikeli  ve  zehirli
          hastalığın, iki gündür tehlikesi geçti. Hastalıkla bir saat İbadet bir gün
                                          ِ
          kadar olması cihetiyle,  للّا  َ ٰ    ء    آَّش    نا    yapamadığım çok hayratın yerini bu
                                         ْ َ
                                ُ
          hastalık doldurmuş ve çok kusuratıma da keffaret olmuş. Fakat za'fiyet
          ve hastalık devam ediyor.

                 Latif  ve  manidar  bir  Tevafuktur  ki;  dünkü  gün  Masumların
          mecmuası elime geçti, açtım. O mecmuanın başında, o Masumların bir
          kumandanı  hükmünde  ve  Medrese-i  Nuriye'nin  Kahramanlarından
          Marangoz  Ahmed'in  gayet zînetli ve nakışlı ve dikkatli yazdığı Küçük

          Sözler  başında  dercedilmiş   gördüm.   للّا    ء    آَّش  ام      Marangoz   Ahmed
                                                ُ  َ ٰ  َ َ
          dedim, masumların çavuşu olmuş. Aynı günde bir Mektubu elime geçti,
          açtım.  Marangoz  Ahmed'in  gönderdiğimiz  Mektubları  arkadaşlara
          gecede  okumak  zamanında,  iki  çekirge  Mektubun  başına  gelip  tâ
          bitinceye kadar dinlemelerini gördüm. Birkaç gün evvel biz  Mektubu
          yazarken,  iki  güvercin,  Mektubun  makbuliyetini  ve  müjdeci  serçe  ve
          kuddüs  kuşlarının  müjdelerini  tasdik  ettikleri  gibi;  Marangoz'un  iki
          çekirgeleri ve  güvercinleri ve müjdeci  kuşları tasdik  ederek, biz dahi
          Risale-i Nur'u tanıyoruz diye, lisan-ı halleri ifade ediyor diye latif ve
          manidar Tevafuk olmuş.

                 Bu  münasebetle,  o  mecmua  içinde  Mübarek  Kahramanlardan
          Küçük  Ali'nin  biraderzadesi  masum  ve  küçük  bir  Abdurrahman  olan
          Hâfız  Ahmed'in  yazdığı  “Sekizinci  Şua'”ın  Sekizinci  Remzinden  bir
          sahife evvel bir fıkra nazarıma değdi. Bir-iki aydır size Risale-i Nur'un
          makbuliyetine  dair  yazılan  Mektublarda  şahsımın  hisse-i  şerefi  ve
          hüneri olmadığını ve sırf bir İkram-ı İlahî olmasına dair yazılan parçayı
          bu  fıkrayı,  o  fıkraya  alâkadar  gördüm,  size  gönderiyorum.  Onlara
          münasib  bir  yerde  ilhak  edersiniz.  O  fıkra,  Celcelutiye'nin  fevkalâde
          Risale-i  Nur'a  verdiği  ehemmiyetten  şahsımın  bir  lem'ası,  bir  hüneri
          olmadığına dairdir. Şöyle ki; orada demiştim:

                 Hem  ben  itiraf  ediyorum  ki:  Böyle  makbul  bir  Eserin
          mazharı olmak, hiçbir vecihle o makama liyakatım yoktur. Fakat
          küçük  ehemmiyetsiz  bir  çekirdekten,  koca  dağ  gibi  bir  ağacı
          halketmek;  Kudret-i  İlahiyenin  Şe'nlerindendir  ve  âdetidir  ve
          Azametine  delildir.  Ben  kasemle  temin  ederim  ki:  Risale-i  Nur'u
          senadan maksadım,
   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71