Page 186 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 186
188 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
Sure-i Maide'nin ondördüncü Âyeti
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ للّا ِ ِ ه ِ ب ِ ِىديُّ ِ ِ ِ ي۪بم ِباتكوِرو ِ نِللّاِنمِمسك ِ ءآَج ِدقِِ
س ٰ
ْ َ
ْ
س ٰ َ
َ َ
ٌ ْ َ
ٌ س
َ َ ٌ
Sure-i Nisa'nın âhirinde
ِ
ِمسك ِ برِنمِنا ِ هربِمسكء آَج ِدقِس انلاِا ِ يَُّا آَي
َّ
ْ َ
ٌ
ْ
َ ْ س ْ
َ َ
َ ْ
َ ُّ
َ
س
ِّ
ِ ۪
َٓ
ا نيبم ارونِمك ِ يَلا ِ ِانْلزنَاو
س س ْ ْ س َ َ ْ َ
Âyeti gibi, Risale-i Nur mana ve cifir cihetiyle, mana-yı işarî
efradından olduğuna kuvvetli bir karine buldum.
İkinci Âyet olan Sure-i Nisa Âyeti, Birinci Şua olan İşarat-ı
Kur'aniye'de, Üstadım işaretini beyan etmiş. Birinci Âyet olan Sure-i
Maide'nin ondördüncü Âyeti hem bunun işaretini teyid ediyor, hem de
ا
ِ
للّ
ِحرش ِ ِ نمفَا Âyetinin işaratını tasdik ediyor.
س ٰ
َ َ َ
ْ َ َ
Evet bu asırda mana-yı işarî tabakasından tam bu Âyetin Kudsî
Mefhumuna bir ferd, Risale-i Nur olduğuna kim insaf ile baksa tasdik
edecek.
Madem Risale-i Nur bir ferdi olduğuna manevî münasebet
kavîdir. Madem bu Âyetin makam-ı cifrîsi bin üçyüz altmışaltıdır
(1366), eğer meddeler ve okunmayan Hemze'ler sayılmazsa
altmışikidir (1362).. Ve madem Risale-i Nur, Kur'an-ı Mübin Nurunu
ve Hidayetini neşreden bir Kitab-ı Mübindir. Ve madem zahiren ondan
daha ileri, o vazifeyi ağır şerait altında yapanları görmüyoruz. Ve
madem Âyetler, sair Kelâmlar gibi cüz'î bir manaya münhasır olamaz.
Ve madem delalet-i zımnî ve işarî ile kaideten mefhum-u kelâmda dâhil
oluyor. Ve madem Necmeddin-i Kübra ve Muhyiddin-i Arabî (R.A.)
gibi pek çok Ehl-i Velayet, mana-yı zahirîden başka bâtınî ve işarî
manalar ile ekser Âyâtı tefsir etmişler; hattâ Tefsirlerinde Musa (A.S.)
ve Firavun'dan murad, Kalb ve nefistir dedikleri halde Ümmet onlara
ilişmemiş; büyük Ülemadan çokları onları tasdik etmişler. Elbette
Âyetin delalet-i zımniye ile Risale-i Nur'a kuvvetli karineler ile işareti
kat'îdir, şübhe edilmemek gerektir.
ِ
ِ
ك
ِ
للّ
Tahlil: ِءآَج ِدق yüz altmışdokuz ِ َا ِ ْ ِ y ِ م ِ ن üz e llyedi tenvin ِ رون
مس
ْ َ
ٰ
ٌ س
َ َ
ْ