Page 21 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 21

ِ ِ
                        ِ
                        ِ ۪هدمحب ِ ِ  ِ حِبيَُِّلا ِ ٍ  ْ  ْ  ِ  ْ َ ِ  ِِِِِِِِِِِِ ِهناحبس ِهمسا ِ ب
                                    ِ اِء َ شَِنمِناو
                         ْ َ
                             س َ س
                                                                 ْ
                                                       س َ َ ْ س
                               ِّ
                         ِ
                                              ِ
                                  ِ
                             ِ
                     ِ
                     ِ قارفْلا ِ ِ قء َٓ اقد  ِ ِ  ِ ددع ِ بِِِهتاَكربِو ِللّا  ِ ِ  ِةمحرِوِِِمسكيَلعِِِمَلاسلَا
                            َ
                       َ
                                  َ َ
                                       س س َ َ
                               َ َ
                                                           ْ ْ َ
                                                   س َ ْ َ َ
                                               ٰ َ
                                                                   س َّ
                  Aziz, Mübarek, Sıddık, Sadık, Ruhum, Canım Kardeşlerim!
                  Sizin  beni  çok  mesrur  eden  son  Mektubunuza  Isparta  yoluyla
           cevab  vermediğimin  sebebi;  benim,  Isparta  merkeziyle  olan  münase-
           betime buraca çok dikkat edilmesidir. Hem öteki yolda size gelinceye
           kadar, Risalet-in Nur'un müteaddid merkezlerinin istifadesidir.
                  Hüsrev  Kardeş!  Son  Mektubumda  demişim:  Hüsrev'lerin
           vâlideleri  sebebiyet  verdiler  ki;  bir  seneden  ziyade  bir  vakitten  beri
           bütün  Talebelerin  peder  ve  vâlideleri  Duaya  dâhil  olmuşlar.  Sakın
           yanlış  zannetmeyiniz.  Senin  vâliden  gibi,  on  seneden  beri  Risalet-in
           Nur'un  Has  Şakirdlerinin  dairesinde  bulunan  orada  çok  Âhiret
           hemşirelerim var. Onlar, yeniden başkalarının Duaya dâhil olmalarına
           sebeb olmuşlar demektir.
                  Size  Risalet-in  Nur'un  Kerametinin  bu  havalide  zuhur  eden
           çok tereşşuhatından bir-iki hâdise beyan ediyorum:
                  Birisi: Hatib Mehmed (Rahmetullahi Aleyh) namında ciddî
           bir  ihtiyar  Talebe,  İhtiyarlar  Risalesi'ni  yazıyordu.  Tâ  Onbirinci
           Rica'nın  âhirlerinde ve  merhum  Abdurrahman'ın vefatının  tam muka-


                                                                 ِ
                                                                      َٓ ِ
                                    َٓ ِ
                               ِ
           bilinde, Kalemi  ِ ِ َّلااِهٰلا َِلا yazıp ve lisanı dahi  ِللّاَِّلااِهٰلا  diyerek
                           و
                            ه
                           ِ
                                                                      ِ َلا ِ
                                                            س ٰ
                                                                   َ
                                 َ
                           َ س
           Hüsn-ü  Hâtimenin  hâtemiyle  sahife-i  hayatını  mühürleyip,  Risalet-in
           Nur  Talebelerinin  İmanla  kabre  gireceklerine  dair  olan  işarî
           Beşaret-i  Kur'aniyeyi  vefatıyla  imza  etmiş.  (Rahmetullahi  Aleyhi
           Rahmeten Vâsia.)
                  İkincisi:  Sizin  te'lifiniz  olan  Fihriste'nin  tashihinde,  bir
           müstensihin noksan bıraktığı bir sahifeyi, Tahsin'e dedim: "Yaz!" O da
           yazmağa başladı. Simsiyah bir mürekkepten ve temiz Kalem ile birden
           yazdığınız  ikinci  cild  fihristenin  makbuliyetine  hüccet  olarak  o  siyah
           mürekkep    güzel    bir    kırmızı    suretini    aldı.    Tâ    yarım    sahife
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26