Page 18 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 18

20                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

          kazanmak  varken;  şübheli,  dağdağalı,  faidesiz  bir  düşmana  (İngiliz)
          tarafdarlık  göstermekle  muzaaf  bir  surette  ve  zararlı  bir  yolu  tercih
          etmek,  böyle  zeki,  belki  dâhî  insanların  nazarında  saklı  kalmasının
          Hikmeti nedir?" diye sual benden oldu.
                 Gelen  cevab  manevî  canibden  geldi.  Bana  denildi  ki:  "Sen,
          yirmi  sene  evvel  manevî  suale  verdiğin  cevab,  senin  bu  sualine  aynı
          cevabdır.  Yani:  Eğer  galib  taraf  iltizam  edilseydi,  yine  mimsiz
          medeniyet namına galibane mümanaat görmeyecek bir tarzda bu rejimi
          Âlem-i  İslâm'a,  Mevâki'-i  Mübarekeye  teşmil  ve  tatbik  edilecekti.
          Üçyüzelli milyon İslâm'ın Selâmeti için bu zahir yanlışı görmediler, kör
          gibi hareket ettiler."
                                          * * *
                                            ِ
                                         ِ
                       ِ
                                                             ِ ِ
                                  ِ ٍ
                       ِ ۪هد ِ م َ ْ  ِ ِ ح ِ ب  ِ حِبيَُِّلااِء َ شَِنمِناوِِِِِِِِِِِِِهناحبس ِهمسا ِ ب
                                           ْ َ
                            س َ س
                                        ْ
                                     ْ
                                                                ْ
                                                      س َ َ ْ س
                             ِّ

                         Aziz, Sıddık, Mübarek Kardeşlerim!
                 Sizlerin  bu  Bayram  manevî  hediyeniz,  Bayramımı  öyle  bir

          tebrik  etti  ki,  binler  kederim  olsaydı  silerdi.  Bin  ِللّاِ َكراب.  Böyle  bir
                                                            س ٰ
                                                                 َ َ
          zamanda  böyle  İhlaslı  Sadakat,  livechillah  Uhuvvet  ve  Fisebilillah
          muavenet  ancak  âlî  Himmet  Sıddıkînlerde  bulunur.  Hâlık-ı  Zülcelal'e
          hadsiz hamd ve şükür olsun ki, sizin gibileri Kur'an-ı Hakîm'e Hâdim
          ve Risale-i Nur'a Şakird eylemiş.
                                          * * *
                 Hüsrev  Kardeş!  Senin,  umum  Kardeşlerin  namına  Bayram
          tebriki hesabına başta Kur'anın baştaki çok şirin ve güzel cüz'leri olarak
          Mektubat'ın kısm-ı a'zamını hediye etmekliğiniz, bin tebrik hükmünde
          oldu. Bin  ِللّاَِكراب.
                    س ٰ
                         َ َ
                 Küçük  Ali  Kardeşim!  Senin,  büyük  manevî  hediyen  beni
          cidden çok şaşırttı, çok mütehayyir etti. O mükemmel yazılar, Büyük
          Ali'nin,  yoksa  Küçük  Ali'nin  mi  bilemedim.  Benim  için  yeniden
          dünyaya bir Abdurrahman, bir Lütfü gelmiş gibi, Büyük Hâfız Ali'nin
          sisteminde  bir  Kahraman  Yardımcı  ve  iki  mübarek  ve  hâlis  ve
          kıymetdar  Mustafa'ların  elinde  bir  Elmas  Kılınç,  buranın  fethinde

          benim gibi bir âcizin muavenetine koşuyor gördüm. ِللّا ِ َ ٰ  ِ ءآَش ِام, Büyük
                                                                      َ َ
          Hâfız Ali'nin  Nuranî  ve  büyük  Fabrikası  Kuleönü'nü  de  içine almış
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23