Page 227 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 227
KASTAMONU LÂHİKASI 229
bulunmasını, Risale-i Nur Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın Mu'cize-i
Maneviyesiyle açmış göstermiş, meydandadır.
İşte Risale-i Nur'a herkesten ziyade kemal-i şevk ile tarafdarane
ve müftehirane Medrese Taifesinden olan Ülemaların koşmaları lâzım
ve elzem iken, maatteessüf daha medrese ehlinin ekseri, kendi
medresesinden çıkan bu Âb-ı Hayat çeşmesini ve bu kıymetdar Bâki
ِ للّ şimdi
د
Hazinesini tanımıyor, aramıyor, muhafaza edemiyor. ِمحْلا ِ ِ ِ ٰ
ْ َ
tam tamına başladılar. Sözler Mecmuası hem Hocaları, hem
Muallimleri Nurlara çekti.
Hizb-i Nuriye başındaki türkçe parçasının "tam arabî bilen"
kelimesinden sonra bu yazılsın: "Veyahut Âyet-ül Kübra ve
Münacat ve Yirminci Mektub Risaleleri yanında bulunan ve
okuyan." Hem dördüncü sahifenin nihayetinden ikinci satırın başın-
ِ
ِ
daki, ِتاقوَ ْ لال ِ tekaddüm etmiş, ِتاو ْ َ ِ ِ ل ِ َلا ِ ق yazılsın, kut'un cem'idir.
َ ْ
Hem yirmiikinci sahifenin dördüncü satırında
ِ
ِ
ِةفي ۪ حص ِ ِ ۪ فِ ِ ِ وِانتا ِ نسح ِ ِ ِ ةفي ۪ حص ِ ۪ فِ ِ ِKelimesinden sonra Hâfız Ali ve Tahirî
َ
َ
َ َ
َ َ
َ
َ
َ
ِ
۪ ِ
ve Hâfız Mustafa ve Nazif ilâve edilecek. اثمَا Kelimesi de ِمِهلاثمَاِو
ل
ه
ِ
ِ و ِ
َ
ْ
َ
َ ْ َ
yazılacak.
* * *
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Cenab-ı Hakk'a hadsiz şükür olsun ki: Isparta Vilayetini,
eskiden beri bir gaye-i hayalim olan bir Medreset-üz Zehra, bir Câmi-ül
Ezher yapmış. Sizin Kalemleriniz, Risale-i Nur'u matbaaya muhtaç
etmeyeceğini, böyle kısa bir zamanda bu kadar mükemmel Tevafuklu
Nüshaları teksir etmesi, bugün sabahleyin söylediğim bir davaya,
öğlene yakın sizin bu Cennet Bahçelerinin Meyveleri gibi tatlı ve güzel
hediyenizi Emin getirdi, sabahtaki Davayı tam isbat etti. Dava da
budur: