Page 229 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 229
KASTAMONU LÂHİKASI 231
Senin ağlamana ve ağlayan Mektubuna iştirak ettim. Evet sen
de benim gibi, dünya ile iki cihetle alâkan kesiliyor. Hem öyle lâzım.
Senin gibi Risale-i Nur'un bir Fedaisi alâkası olmamalı.. ve alâka peyda
etmemeli. Alâkalı olsa fevkalâde bir Sebat, bir İhlasın lüzumu ile
beraber; bazı ârızalar içinde sarsılır, tam fedakârlık edemez. O
havalinin Kahramanları elhak müstesnadırlar. Alâkalar onları
sarsmıyor. Fakat bazıları; Hüsrev gibi, Said gibi ve Âtıf ve emsali
gibi bütün bütün alâkasız da bulunmak lâzım.
O merhume şimdiye kadar, Risale-i Nur'un Has Talebeleri
içinde, daima her gün yüz defaya yakın ve hususî ismiyle de, bir defa
fecirde manevî kazançlarımıza on senedir hissedardır. Şimdi vefatından
sonra ismiyle her gün, çok defa hususî Dualarda hissedar olduğu zaman
gibi, yine yüz defa hissedar oluyor.
Aziz Kardeşim Hüsrev! Seninle çok konuşmak istiyorum.
Fakat bu dakikada o kadar vaktim dardır ki, ziyarete gelen dost dört-beş
adama karşı "Beni meşgul etmeyiniz" diye lüzumsuz hiddet ettim. Her
ne ise... Oradaki Kardeşlerimize hasret ve iştiyakla pek çok Selâm ve
Selâmetlerine Dua ediyorum. Buradaki Kardeşleriniz de sizi ta'ziye ve
oradaki Kardeşlerine arz-ı hürmetle Selâm ediyorlar.
* * *
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
ٍ
Hizb-i Nurî'de; hem ِةعاسِ ِ رُّكفت Sırrı, hem Küllî bir Ubudiyet
س َ َ
َ َ
bulunduğundan; şimdi bu vakitte, kuvvetli bir emareyi müşahede ettim.
Bugün Risale-i Nur'un Hizb-i Nurî'sinden bir kısmını ve Cevşen-ül
Kebir'den dahi bir kısmını okurken gördüm ki; Kâinatın enva'ını
ve Âlemlerini Yirmidokuzuncu Mektub'un âhir kısmı
ِ
ِ ِ ضرَلاْاو ِ ِ تا ِ ومسل ا ِ رون ِ ِ للَّا Âyetinin beyanında, Seyahat-ı Kalbiye ile,
َ
س ٰ س
س
ْ
َ ٰ َّ
herbir İsm-i İlahî bu Kâinattaki bir Âlemi Nurlandırdığını ve zulümatı
dağıttığını gördüğüm gibi; aynen ve daha başka bir şekilde, Cevşen-ül
Kebir ve Risale-i Nur ve Hizb-i Nurî dahi Kâinatı baştan başa
nurlandırıyor.. zulümat karanlıklarını dağıtıyor.. gafletleri,
tabiatları parça parça ediyor... Ehl-i gaflet ve ehl-i dalaletin altında
saklanmak