Page 234 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 234

236                                                                          YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN


          kolaylık, Kalbde ferahlık, sıkıntılara genişlik hissediyoruz, görüyoruz.
          Elbette  bu  dehşetli  yeni  belalara,  musibetlere  karşı  da,  yine  Risale-i
          Nur'un Hizmetiyle mukabele etmemiz lâzımdır.

                 Umum Kardeşlerimize birer birer Selâm ediyoruz.
                                          * * *

                 Aziz, Sıddık, Mübarek, Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın bir Vech-i
          İ'cazını Hârika Kalemiyle gösteren ve mütemadiyen defter-i hasenatına,
          o  yazdığı  Kur'an'ları  okuyanların  Sevabları  yazılan  Kıymetdar
          Hüsrev!

                 Bana gönderdiğin iki mübarek nüshadan birincisini size Hilmi
          Bey'le  gönderdim.  Bir  Hiss-i  Kabl-el  Vuku'  ile,  sen  Isparta'dan
          ayrılacaksınız diye  ikisini birden bize  göndermiştin.  Çok  da iyi  oldu.
          Şimdi Isparta Medreset-üz Zehra-i Ekber ve Medrese-i Nuriye-i Kübra
          olduğundan;  bu  Kudsî  Eser  orada,  hususan  Şuhur-u  Selâse  gelmek
          üzere bir zamanda lâzımdır. İnşâallah orada da, bizim gibi cüzleri ile
          taksim ile hatmeler okunacak.
                                          * * *

                 Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
                 Bu defa Hâfız Ali'nin  Mektubunda büyük bir beşaret  hissettik
          ki, Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ımızı tab'edilecek esbab var, maniler yok.
          Madem mübarek Hüsrev geldi; en birinci hak, bu mes'elede onundur.
          Ve madem iki Ali ile Tahirî, Hâfız Mustafa, hârika Tesanüdleriyle ve
          şimdiye  kadar  bütün  Risale-i  Nur  Talebelerini  sevindiren  ve  Ehl-i
          İmanı  memnun  ve  minnetdar  eden  meydandaki  Hizmetleriyle  ve
          Kahraman Rüşdü'nün  Lâ-yetezelzel Sadakatıyla,  Hüsrev'le beraber bu
          büyük ve ağır ve kıymetdar Hizmet-i Kur'aniyeye Kemal-i Tesanüdle
          çalışmak lâzımdır. Sakın, dikkat ediniz!.. İhtilaf-ı meşrebinizden ve zaîf
          damarlarınızdan  ve  derd-i  maişet  zaruretinizden  ehl-i  dalalet  istifade
          edip,  birbirinizi  tenkid  ettirmeye  meydan  vermeyiniz.  Meşveret-i
          Şer'iye  ile  re'ylerinizi  teşettütten  muhafaza  ediniz.  İhlas  Risalesi'nin
          düsturlarını her vakit göz önünüzde bulundurunuz. Yoksa az bir ihtilaf,
          bu  vakitte  Risale-i  Nur'a  büyük  bir  zarar  verebilir.  Hattâ  sizden
          saklamam,  işte  şimdi  Feyzi  de  Emin  de  biliyorlar  ki;  mabeyninizde
          gayet ehemmiyetsiz bir tenkid, bize burada zarar veriyor gibi size, hiç
          bilmediğim halde, bu noktaya dair
   229   230   231   232   233   234   235   236   237   238   239