Page 237 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 237

KASTAMONU LÂHİKASI                                                                                    239


           bir  Kardeşi  olarak  diğer  mübarek  bir  kedi,  Ezan-ı  Muhammedî'yi
           (A.S.M.) müştakane, insan gibi dinlemesi, bize de sizin  kadar hayret  ve
           sürur  verdi.  Ve  Ezan-ı  Muhammedî'yi  (A.S.M.)  tam  zuhuruna  işaret
           müjdesi telakki ettik. Ve Kâtib Osman ve Mehmed Zühdü gibi Hizmet-i
           Kur'aniyede  eski  ve  ehemmiyetli  ve  kıymetdar  Tenekeci  Mehmed'in  de
           rü'yası  ehemmiyetlidir.  Allah  hayretsin.  Isparta  için  çok  hayırdır,  onun
           içinde ehemmiyetli bir müjde var.
                  Re'fet  Kardeşimizin  Mektubu  dört  cihetle  beni  memnun  etmiş.
           Zâten  eskiden  beri  Hüsrev,  Re'fet,  Rüşdü;  hayalimde,  tasavvurumda
           birleşmişler.  Cenab-ı  Hakk'a  şükür  ki,  onlardan  ümid  ettiğim  Kemal-i
           Sadakat ve Sebat devam ediyor.
                  Hem  Hüsrev'in  ve  Hâfız  Ali'nin  Mektublarında  isimleri  bulunan
           Sebatkâr  Kardeşlerime  ve  Kâtib  Osman  ve  Mehmed  Zühdü  ve  Isparta
           Hâfız Ali'si ve Sava Kahramanlarına birer birer Selâm ve Dua ediyoruz.
           Şimdi  bu  Mektubu  yazarken,  Risale-i  Nur  Santralı  Sabri'nin  Mektubunu
           Emin  getirdi.  Açtık,  yağmursuzluk  bahsine  dair  Risale-i  Münacat'ın
           kesretle yazılması Bereketiyle yağmurun gelmesi ve Rahmet-i İlahiyenin
           fakir  fukaraya  imdad  eylemesini  yazdığını  gördük.  Benim  için
           ehemmiyetli bir mes'eleyi halletti.
                  Burada  da  yağmura  şedid  ihtiyaç  vardı.  Yağmur  gelecek  hiçbir
           alâmet hissetmiyorduk. Bu kaht zamanında yağmursuzluk, fakir fukaraya
           çok ağır gelmişti. Ben üç defa Namazdan sonra, masum fukaraları ve aç
           kalan hayvanları ve Risale-i Nur'u Şefaatçi yapıp Dua ettik. Birden aynı
           gece,  me'mulümüzün  fevkinde,  Duanın  tam  kabulünü  gördük.  Ben
           hayretle,  bu  cüz'î  Duamız,  bu  küllî  mes'eleye  ne  derece  dahli  olduğunu
           bilemedim. Dedim: "Her halde çok mühim Dualara, Duamız da binden
           bir hissesi olmuş." Şimdi tahakkuk etti ki; Isparta Nuranîleri, Nurlu
           manevî Duaları, bizi de o Rahmetten hissedar eyledi. Hattâ o Duama
                         ِ
           arkamdan يمۤا   diyenlerden Feyzi'ye,  bu manayı, bu hayretimi de ona
                       ِ
                       َ
           şimdi  söyledim.  Evvelce  söyleseydim,  onun  hüsn-ü  zannını  ta'dil
           edemeyecektim. Çünki o, Üstadına en büyük hisse veriyor.

                  Sabri'nin  Mektubunda,  Sıddık  Süleyman  ve  Barla'daki  Kardeş-
           lerimizin  Selâmları  ve  eski  alâkalarını  tam  muhafaza  eylemeleri,
           Barla'daki  hayatımı  tahassürle  hatırlattırdı.  Ben  de  onlara  çok  Selâm
           ederim.
   232   233   234   235   236   237   238   239   240   241   242