Page 242 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 242

244                                                                          YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

          kıymetinde  Yevm-i  Haşir  ve  Mizanda  Defter-i  Hasenatlarına  ilâve
                    ِ
          eylesin, ِيم ِ ۤا.
                  َ
                 Nakkaş Mehmed ve Âsım'ın vârisi Babacan, hem hayatta hem
          Risale-i Nur Hizmetinde bulunmaları beni mesrur eyledi.

                                          * * *
                 Aziz, Sıddık Kardeşlerim,

                 Merhum  Mehmed  Zühdü'nün  vefatı,  Hakikaten  Risale-i  Nur
          cihetinde büyük bir zayiattır. Fakat Cenab-ı Hakk'a hadsiz şükür olsun
          ki;  o  Mübarek  Zât,  az  bir  zamanda  Risale-i  Nur'a  pek  çok  Hizmet
          eylemiş. Kırk-elli sene Vazife-i Nuriyesini, sekiz-on senede tamamıyla
          yapmış. Ve manen içimizde, dairemizde o fevkalâde Hizmetiyle, parlak
          bir  surette  yaşıyor.  Hasenat  cihetinde  ölmemiş,  daima  Defter-i
          A'maline, daha kesretli Hasenat yazılıyor.

                 Hattâ  ben  de  eskide  sarih  ismiyle  birkaç  defa,  Risale-i  Nur
          Talebesi ünvanıyla yüzer defa onu ve onu Risale-i Nur'a veren merhum
          pederini  manevî  kazançlarıma  şerik  ettiğim  gibi;  şimdi  sarih  ismiyle
          bazı gün elli defaya yakın hissedar oluyor. Demek onun hayat kazancı
          ziyadeleşmiş.  Cenab-ı Hak  onun akaribine Sabr-ı Cemil ve ona Mağfi-

                                      ِ
          ret-i Kâmile ihsan eylesin, ِيمۤا.
                                   َ
                 O  mübarek  Kalemini  bize  vermişti;  ben  de  onu,  hem  Abdur-
          rahman, hem Abdülmecid yerinde kabul etmiştim. Onu vefat etmemiş
          gibi,  daima  Kalemi  işler  hükmünde  kabul  ediyoruz.  İkiyüze  yakın
          masumları hanesinde Kur'an'ı ve Risale-i Nur'u Ders veren o mübarek
          zât, aynen Abdurrahman gibi az bir zamanda uzun bir ömrün vazifesini
          çabuk  görmüş,  bitirmiş  gitmiş.  Kardeşimiz  Kâtib  Osman'ın  onun
          hakkında yazdığı parlak fıkra, Lâhika'ya girdi. Hakikaten o zât, o fıkra-
          ya  lâyıktır.  İnşâallah  Isparta'da  o  sistemde  çoklar  daha  çıkacak.  Bu
          acıyı  unutturacak.  Benim  tarafımdan  onun  vâlidesini  ve  çocuklarını
          ta'ziye ediniz.

                 Risale-i  Nur'un  gayet  ehemmiyetli  bir  Şakirdi  olan  Hulusi
          Bey'in ehemmiyetli bir Mektubunu gördüm. Elhak o Kardeşimiz birin-
          ciliğini daima muhafaza ediyor. Ben onu daima Kalem elinde, Risale-i
          Nur'un işi başında biliyorum. Hem bütün muhaberelerimde birinci safta
          muhatabdır.  Onun  sualleriyle  yazılan  Mektubat  Risaleleri  ve  onun
          yazdığı    samimî    Mektubları,    onun    yerinde    pek    çok   insanları
   237   238   239   240   241   242   243   244   245   246   247