Page 244 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 244

246                                                                          YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN


          bize  yardım  etmeleri;  ve  Babacan  da  Âsım'ın  Ruhunu  şâd  edip,  o
          sistemde yardımımıza koşması; ve Zekâi de Lütfü'nün Ruhunu mesrur
          edip,  eski  Zekâi  gibi  Vazifesine  sarılması  ve  Marangoz  Ahmed  ve
          Kâtib Osman ve Mehmed Zühdü ve Nuri ve Tenekeci Mehmed gibi,
          eski  kıymetdar  Hizmetleriyle  Isparta'yı  Nurlandıran  diğerleri  gibi,
          Kastamonu'nun tenvirine de koşmaları; ve şimdi tanıdığım Mustafa ve
          Mustafa  ve  Mustafa  ve  Eyyüb,  Kalemleriyle,  eski  dost  gibi
          Ümmiliğime    yardım    etmeleri;    elbette    şübhesiz

             ِ
                ِ
            ِةيانعْلا ِ ِ ِيع ِ بِسورحمِك  ِ  َ َّ َ  ِ ف ِ نا  müjdesini tam tasdik ederler.
                    ْ َ
              َ َ
                        ٌ س ْ َ
                                          * * *
                 Aziz,  Sıddık,  Mücahid  Kardeşlerim  Hasan  Âtıf  ve  Sadık
          Rüfekası!
                 Evvelâ:  Bu  Şuhur-u  Selâse-i  Mübarekenizi  tebrik  ediyoruz.
          Sizin  Kalemlerinizin  Yâdigârları  ve  Risale-i  Nur'dan  ayrılmamak  ve
          Sebat  etmek  senedleri  olan  yazılarınızı  ve  Dininizi  dünyanın  çok
          fevkinde tutmanıza işaret veren dünya sureti üstündeki çizgilerinizi ve
          İman  Hizmetinde  daima  Sebat  etmenize  vesikalar  hükmündeki  imza-
          larınızı kemal-i memnuniyetle aldık, kabul ettik. Cenab-ı Hak sizlere,
          Hazine-i Rahmetinden  onların  hurufatı  adedince   Defter-i A'malinize
                             ِ
          Haseneler yazsın, ِيمۤا.
                           َ
                 Aziz  Kardeşlerim!  Bu  defa  yazılarınızda  İhlas  Risalelerini
          gördüğüm için, sizi o gibi Risalelerin Dersine havale edip, ziyade bir
          Derse ihtiyaç görmedim. Yalnız bunu ihtar ediyorum ki:
                 Mesleğimiz, Sırr-ı İhlasa dayanıp, Hakaik-i İmaniye olduğu
          için; hayat-ı dünyaya, hayat-ı içtimaiyeye mecbur olmadan karış-
          mamak ve rekabet ve tarafgirliğe ve mübarezeye sevkeden hâlâttan
          tecerrüd etmeğe mesleğimiz itibariyle mecburuz. Binler teessüf ki;
          şimdi  müdhiş  yılanların  hücumuna  maruz  bîçare  Ehl-i  İlim  ve  Ehl-i
          Diyanet, sineklerin ısırması gibi cüz'î kusuratı bahane ederek birbirini
          tenkidle yılanların ve zındık münafıkların tahribatlarına ve kendilerini
          onların eliyle öldürmesine yardım ediyorlar. Gayet muhlis Kardeşimiz
          Hasan Âtıf'ın Mektubunda, bir ihtiyar âlim ve vaiz, Risale-i Nur'a zarar
          verecek bir vaziyette bulunmuş. Benim gibi binler kusurları bulunan bir
          bîçarenin, ehemmiyetli iki mazeretine binaen,
   239   240   241   242   243   244   245   246   247   248   249