Page 243 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 243

KASTAMONU LÂHİKASI                                                                                    245

           Risale-i Nur Dairesine celbetmiş ve ediyor. O dediği gibi, bizden uzak
           değil.  Her  gün,  çok  defa  beraberiz.  Muhaberemiz  hiç  kesilmemiş.
           Sizlerle  konuştuğum  vakit  Hulusi'yi  içinde  buluyorum.  Sabri,  nasıl
           onun hesabıyla benimle konuşuyor; benim bedelime de onunla konuş-
           sun.
                  Umum Kardeşlerimize birer birer Selâm ederiz.

                  Aziz, Sıddık Kardeşlerim,
                  Sizin çok mübarek ve çok faideli olan Nuranî Hediyelerinizi ve
           Elmas  Kalemlerinizin  Yâdigârlarını aldık. Cenab-ı Hak onları yazan o
                                                                         ِ
           Kalem sahiblerine, herbir Harfine mukabil on Rahmet eylesin, ِيمۤا. Bu
                                                                       َ
           Nurlu İhtiyar Risalelerinin bir nevi Kerameti şudur ki: Emanet kapıya
           gelirken,  sekiz  seneden  beri  yalnız  iki  defa  yanıma  gelen  buranın
           ihtiyar müftüsü,  belediye reisi ile hilaf-ı  me'mul bir surette  gelmeleri
           ânında, Emin de emaneti kapıya getirmesi; hem aynı günde, İhtiyarlar
           emaneti  geldiği  vakit,  bu  şehirde,  Risale-i  Nur'un  Ümmi  İhtiyarların
           başında iki gayet ihtiyar zât, ayrı ayrı yerden, her ikisi ellerinde birer
           parça  yoğurt  teberrük  getirmeleri;  ve  aynı  günde  Isparta  Kahraman-
           larının bir Mümessili ve yanımıza yalnız üç defa gelen Hilmi Bey, bir
           günlük  mesafeden  gelirken,  hilaf-ı  me'mul  olarak  emanet  ellerimizde
           iken, güya hediyenin seyrine gelmiş gibi girmesi; hem aynı vakitte, bir-
           iki  Keramet-i  Nuriyeye  medar  Hayri  isminde  bir  Şakird  ve  Risale-i
           Nur'un ehemmiyetli bir Şakirdi ve Daday kasabasından gelen Fuad ile
           beraber  girmeleri  ile,  elimizdeki  emanetlerden,  İstanbul'da  okutmak
           için üç nüshayı Fuad'ın alması; elbette tesadüfî ve ittifakî değil, belki
           bu İhtiyarlar emanetine bir Hüsn-ü İstikbaldir ve bu havalide hüsn-ü
           tesirine bir işarettir.
                  Kardeşlerim!  Erkân-ı  Sitteden  iki  Ali  ile  Tahirî  ve  Hâfız
           Mustafa, bu iki-üç senede ve bilhassa bu havalide bana yardımları ve
           fütuhatları,  ya  fevkalâde  İhlaslarından  veya  yüksek  iktidar  ve
           faaliyetlerinden o derecededir ki; bu vilayette Risale-i Nur Şakirdlerini
           ebeden  minnetdar  edip,  Risale-i  Nur'u  dahi  buralarda  ebeden
           yerleştirdiler.  Cenab-ı Hak,  onlardan  ve  sizlerden  ebeden  razı olsun,

             ِ
           ِ يمۤا.  Kalemlerini, Ümmiliğime  yardım  veren  Medrese - i  Nuriye'nin
           َ
           Üstadı Hacı Hâfız ve mahdumu ve iki Kardeş Mustafa ve Sâlih ve iki
           Kardeş  Ahmed  ve  Süleyman  ve beş Kardeş beraber Talebe olup, üçü
   238   239   240   241   242   243   244   245   246   247   248