Page 235 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 235

KASTAMONU LÂHİKASI                                                                                    237


           iki Mektub yazdım ve Ruhen çok endişe ediyordum. "Acaba yeni bir
           taarruz mu var?" diye muzdarib idim.
                  Hem  o  zarardandır  ki,  mübarek  Hüsrev'in  gelmesiyle  yeni  bir
           şevk  ve  sür'atle  bize  Hizb-i  Nurî'nin  arkasına  ilhak  edilen  Münacat
           parçası  onbeş  gün  te'hire  uğradı.  Onbeş  gün  evvel  bize  geleceğini
           tahmin ediyordum. İnsan kusursuz olmaz ve rakibsiz de olmaz. Risale-i
           Nur'un  Kahraman  Şakirdleri  her  müşkilâta  galebe  ettikleri  gibi;
           inşâallah  bu  ehemmiyetli  ve  dehşetli  mevsimde  yine  galebe  ederler.
           Safvet  ve  İhlaslarını  bozmayacaklar  ve  Hizmetlerine  fütur
           getirmeyecekler.  Siz,  tedbir-i  maddiyeyi  benden  daha  iyi  bilirsiniz.
           Fakat  madem  Hüsrev'le  Rüşdü,  Risale-i  Nur'da  çok  ehemmiyetli
           Rükünlerdir.  Hem  etraflarında  Risale-i  Nur'un  çok  ehemmiyetli
           Şakirdleri var. Ve madem Hâfız Ali, Tahirî, Hâfız Mustafa, Küçük Ali
           Risale-i Nur Hizmetinde tam muvaffakıyetleriyle tam makbul oldukları
           tahakkuk  etmiş.  Bu  iki  cereyan  baştaki  iki  göz  gibi  olmalı.  Tam  bir
           Tesanüd lâzım ki, bu ağır defineye omuzları dayanabilsin.

                  Umum Kardeşlerimize birer birer Selâm ederiz.


                                           * * *
                  Sava  Medrese-i  Nuriye'nin  kıymetdar  bir  Talebesi  Marangoz
           Ahmed'in güzel ve hâlis manzumesi bizi memnun edip, Lâhika'ya girdi.
           Hususan Risale-i Nur'un sandalyasından masumları inmedikleri ve "O
           Nurlu sandalyada oturan, yangınlar, tuğyanlardan kurtulur.." diye
           sözleri  güya  tam  Medreset-üz  Zehra'nın  hakikî  bir  Talebesi,
           istikbalden  zamanımıza  gelmiş  bize  teselli  veriyor..  ve  masum
           Talebelerin çoğalmasını müjde veriyor.
                  Risale-i  Nur'un Te'lifi başında, başkâtib Şamlı  Hâfız Tevfik'in
           haremi merhume Zehra, ben Barla'da iken, Şamlı Hâfız Risale-i Nur'u
           yazmasına  çalışmak  için  o  merhume,  Hâfız'ın  bedeline  belinde  odun
           taşımakla odun getiriyordu.. ve Hâfız'ın işlerini görüyordu.. tâ Nurları
           yazsın. Biz de o merhumeyi o iyiliğine mukabil, Risale-i Nur'un vefat
           etmiş Has Talebeleri içinde o vakitten beri Duamızda şerik ediyoruz,
           hem Dua edeceğiz.

                                           * * *
   230   231   232   233   234   235   236   237   238   239   240