Page 30 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 30

32                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN


          unutamadığım  sebatkâr  ciddî  Kardeşlerime,  hususan  ikinci  vatanım
          Barla'daki vefadar Sıddıklara pek çok Selâm ve Dua ederim.

          Binler hasret ve iştiyakla sizleri düşünen ve her yirmidört saatte belki
          yüz defa Dua ile tahattur eden ve Duanıza muhtaç olan

                                                             S a i d   N u r s i


                                          * * *
                                                         ِ همسا ِ ب
                                                         ِ ِ
                          ِ مسكيَلعِِِِمَلاسلَا ِِِِ ِِِِِِ ِِِ ِ هناحبس  ِ ِ ِ ِ  ْ
                           ْ ْ َ
                                   س َّ
                                                س َ َ ْ س
                 Ey Fedakâr Kardeşlerim,
                 Sizinle dört-beş kelime konuşacağım:

                 Birincisi:  Bu  defaki  Mektubunuzun  verdiği  şevk  ve  sürur  ile
          derim ki: Ben, Hizmet-i Kur'aniyedeki tam Sadakat ve Gayret ve Sebat
          ve  Metanetinizi  gördükten  sonra  tam  bir  istirahat-ı  kalb  ile  mevti  ve
          eceli  kabul  eder,  "Arkamda  siz  varsınız,  yeter"  diyerek  dünyadan
          sürurla vedaya hazırım.

                 İkincisi:  Burada  Âyet-ül  Kübra'nın  birinci  tebyizi,  aynen  bir
          sene  sonra,  oradaki  birinci  tebyiz  gibi,  Âyet-ül  Kübra'nın  namına
          Tevafuku var. İki Tevafukun tetabuku, tesadüfe havalesi imkânsız bir
          keyfiyet  olmakla..  Kalemi,  Zülfikar-Misal  zâtın  Kalemiyle  otuzüç
          Kelime-i Tevhidin Tevafukundaki Gaybî İmzayı cidden tenvir ve tasdik
          eder.
                 .........

                 Dördüncüsü: Ben, üç senedir burada herşeyden tecrid edildim.
          Tahammülsüz  tazyik  altında  bulunduğumdan,  sizin  ile  muhabere
          edemedim.  Burada  emsalsiz  bir  evham  hükmediyor.  Mümkin  olduğu
          kadar, Eşrat-üs Saat buradan gönderildiğini demeyiniz. Belki, onun bir
          eseridir, başka yerden elimize geçmiş deyiniz.

                                          * * *
   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35