Page 33 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 33
KASTAMONU LÂHİKASI 35
akraba ve en hâlis Talebelerin dairesine Hâfız Ahmed girdi: "Benim
de bu Dairede hakkım var" dedi gibi hissettim. Onu o Has Daire
içinde, her vakit manevî kazançlarıma hissedar olmak için bıraktım
ve öyle de kalacak inşâallah. Ve anladım ki; ikiniz bidayeten,
beraber Risale-i Nur'a Hizmetiniz içindir. Barla'da bütün dostlara
Selâm.
Üçüncüsü: Sabri Kardeş! Kıymetdar Hulusi'nin Mektubu
hem Hulusi'nin, hem Beşinci Şua'ın ehemmiyetini ve kıymetlerini
gösterdiğinden çok beğendim.
Evet Beşinci Şua, umumun ve bilhassa Ehl-i İlmin İmanlarını
tashih edip kurtarıyor.
Hem sen, hem Hüsrev, Halil İbrahim'den bahsediyorsunuz. O
zât, Risale-i Nur'un ehemmiyetli bir Talebesi ve iktidarlı bir
Naşiridir, hem Haslardandır. Sâbık hâdisemizden tam bir ihtiyat ve
ciddî bir alâkadarlık Dersini aldığı kanaatındayım. Selâmımı ona ve
rüfekasına tebliğ ediniz.
Dördüncüsü: Hüsrev Kardeş! Senin Mektubun, benim
meraklarıma (Hasan, Mustafa'lar gibi) bir şifa ve arzularıma bir deva
(Mu'cizat-ı Ahmediye gibi) ve ümidlerime bir ziya (Re'fet, Konyalı
Sabri gibi) hükmüne geçti.
Hem Risale-i Nur'un muhterem bir Talebesi ve Has
Dairesinde bulunan Âhiret hemşirem vâlidenizin hastalığı ve
ihtiyarlığı seni Isparta'ya celbi hayırdır. Elbette sen ona, Hastalar ve
İhtiyarlar Risalelerini okumuşsun. O Risaleler, benim bedelime
onun keyfini sorup teselli versinler.
Ben, oradaki Talebeleri ve dostları Dua ile çok tahattur
ediyorum. Onları unutamıyorum. Umum Kardeşlerime birer birer
Selâm ve Dua ediyorum.
S a i d N u r s i
* * *