Page 37 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 37

KASTAMONU LÂHİKASI                                                                                      39

                  Biz de, bütün  kuvvetimizle bunu tasdik ediyoruz. Çünki  bunu
           kendimizde ve gördüğümüz dostlarımızda tecrübelerle müşahede ettik.
           Hattâ  çokları  meraklarından,  cemaati  belki  de  Namazı  terkeder
           derecede  ifratla,  tam  Namaz  vaktinde  konuşan  radyoyu  dinliyor.
           Mimsiz  medeniyetin  sefahet  ve  dalalet  ve  İslâm'a  ettiği  ihanet  cezası
           olarak mütemadiyen başına gelen tokadlara ve boğuşmalarına ve geniş
           siyaset dairelerine alâkadarane dikkat etmekle; ve nefesi zehirli ve başı
           sarhoş şahıslardan radyoda ders almak, Kudsî ve mühim Vazifelerine
           de tam zarar ediyorlar.

                                                     Risale-i Nur Şakirdlerinden
                                                           Emin,       Feyzi
                                           * * *
                  (Ahmed Nazif'in bir fıkrasıdır)

                  Kıymetli Üstadım!
                  Yüksek şahsiyetinizin aczi ve fakrı içinde İnayet-i Rabbaniye ve
           Rahmet-i  İlahiye  ile  Kur'an-ı  Mu'ciz-ül  Beyan'ın  i'cazlarını  güneşin
           parlak  ve  keskin  şuaları  gibi  kalblerimize  nüfuz  ettiren  ve  Hakaik-i
           Diniye  ve  İmaniyenin,  dalalete  yüz  tutan  zaîf  ve  âciz  Mü'minlerin
           halâsı ve Selâmeti ve hidayete çıkarılmasına Hâdim ve Kudsî Risale-i
           Nur'un, elbette bir Hâdî ve bu zamanın muhtaç bulunduğu bir Sahib-i
           Zuhur  namını  taşıyacağı  şübhesizdir.  Binaenaleyh  hem  Kur'anın
           Tercümanı ve Dellâlı ve hem de bu Risale-i Nur'un Müellif ve Hâdim-i
           Yegânesi  bulunmanız,  hem  de  âciz  ve  fakir  bir  nefer  iken,  manevî
           Hizmetinizle Müşiriyet Derece-i Âliyesine terfi' ve tefeyyüze istihkak
           kesbetmiş bulunmanızdadır ki; Âlim-i Mutlak, Hâkim-i Mutlak, Kadir-i
           Mutlak olan Zülcelal Hazretleri, bu Kudsî Vazife-i Âliyeyi, kıymetsiz
           gördüğünüz,  çok  kıymetli  ve  Faziletli  ve  Feyizli  ve  Âlî  Derecelerde
           yüksek  bir  Dellâla   tevdi'   ve   nasib   ve   bilhassa   Memur   etmiştir.

                     ِ
              ِ ر ِ ۪ ب َ ِّ  ِِلضفِنم ِ اَذهِِBiz    âciz   ve   âsi   ve   günahkâr   Hizmetkârlarınızı
                         ٰ
                 ْ َ ْ
           dahi  Lütf ve Keremiyle İrşada ve Hidayete siz Üstadımızı Rehber  ve
           Mürşid  ve  vasıta  buyurmuştur  ki;  ebedî  minnet  ve  şükranlarımızı
           edadan âciz bulunuyoruz.
                  İşte  Üstadım!  Çok  kıymetli  arkadaşımız  ve  Hizmet-i
           Kur'aniyedeMİYEDİNCİ MEKTUBDA
   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42