Page 31 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 31

ِ همسا ِ ب
                    ِ ن  ِ ف ِ ِهي ۪  ِنموِضرَلاْاوِعبسلا ِ ِ تاومسلا ِهَلِحِب س تُِنم ِ ِِِِِِِِ ِ ِ ِ  ْ
                    َّ
                         ْ َ َ س ْ
                                                  س س َ ْ َ
                                  َ س ْ َّ
                                          س َ ٰ َّ
                                                      ِّ
                                                       ِ
                                                     ِ
                                  ِ
                                              ِ ٍ
                                 ِ ۪هدمح ِ ب ِحِبيَُِّلااِء َ شَِنمِناو
                                                      ْ َ
                                                   ْ
                                   ْ َ
                                       س َ س
                                                ْ
                                         ِّ
                              ِ هتاَكربِو ِ ِ ِ للّا ِةمحرِوِمسكيَلع ِ ِ مَلاسلَا
                              س س َ َ
                                       ٰ َ
                                         س َ ْ َ َ ْ ْ َ
                                                       س َّ
                  Aziz ve Vefadar ve Fedakâr, Sadık Kardeşlerim,
                  Bu defa çok kıymetdar  ve fevkalme'mul manevî hediyenizden
           küçücük üç-dört mes'ele hatıra geldi:

                  Birincisi:  Üçüncü  Keramet-i  Aleviye'de,  Risalelerde  yalnız
           iki zeyl vardır demesi, Risale şekline girmiş olan zeyillere zeyl diyor.
           Sair zeyiller ise; hâtimeler, ilâveler, haşiyeler hükmünde görmüştür.

                  İkincisi:  İki  Âyet-ül  Kübra'nın  Vird-i  Ekberinde  -hatırıma
           gelmediği  halde-  ehemmiyetli  kısımlarını  Yirminci  Mektub  ile
           Otuzikinci Söz, bana ihtiyaç bırakmayacak derecede beyan ve tercüme
           ettiklerinden,  niyet  ve  va'dettiğim  halde  tercümesinde  istihdam  edil-
           medim.

                  Üçüncüsü: Risale-i Nur'un benden ayrılması ve ben de Daire-i
           Tenviriyesinden  uzak  düştüğümden,  bu  havali  ve  Eskişehir  gibi  sair
           yerleri  de  onun  ehemmiyetli  ve  lüzumlu  bir  kısım  Hakikatlarından
           hissedar etmek için, İnayet-i  İlahiye, -yeni  yazılıyor gibi- tekrar ile o
           kısım  Hakikatların,  fakat  letafetli  başka  tarzlarda  izah  edilmelerinde
           âdeta ihtiyarım olmadan beni istimal ettiğini bildim, çok şükrettim.
                  Bu defa hediyelerinize mukabil elimden gelseydi yalnız maddî
           fiatına  göre  herbir  Risaleye  on  lira  ve  Yirmibeşinci  Söz'e  yirmibeş
           altun  belki  elmas  ve  Yirmidokuzuncu  Söz'e  yirmidokuz  yakut
           verirdim.  Öyle  ise,  verilmiş  gibi  kabul  ediniz.  Evet  Tevafukta
           muvaffakıyetli olan Kalem-i Alevî, Keramet-i Aleviye'ye göze görünür
           güzel  bir  delil  göstermiş.  Yüzbin  ِللّا ِ ءآَش ِ ام  Hüsrev'in  çok  şirin  ve
                                                   َ
                                              ٰ
                                                      َ
                                                 َ
           fevkalâde yazdığı Hastalar Lem'ası ile Esma-i Sitte Lem'ası, benim
           nazarımda elmasla  yaldızlı yazılan ve onlar kadar uzun iki  Mektub-u
           Sadakatmedar  hükmünde  bana  göründü;  Risale-i  Nur'a  çok  ehemmi-
           yetli  Hizmetlerini  göz  yaşıyla  hatırlattı  ve  Firdevsî  hediyenizdeki
           Risalelerin  Harfleri  adedince,  Cenab-ı  Erhamürrâhimîn  sizlere
                                                  ن    ۤ
                                                     ِ
           Rahmet, Bereket, Saadet ihsan eylesin َ   يما
   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36