Page 112 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 112
114 BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
sonra düşmanın üç sıra askerini yararak geçip, hayatta kalan üç Talebe-
siyle pek acip bir surette su üzerinde bulunan bir sütreye girer. Hem
yaralı, hem ayağı kırık bir halde; otuz üç saat su ve çamur içinde kalır.
Tüfek ellerinde, o vaziyet-i müthişe içinde, üst kattaki odada düşman
askeri ve zabitleri bulunduğu halde, Kemal-i İstirahat-ı Kalble ve ahalinin
kurtulmasının sevinciyle sürur içinde, beraberindeki arkadaşlarına teselli
vererek der:
- Karşımıza ne vakit çoklukla düşman askerleri gelirse; o vakit
silâhlarımızı kullanacağız, kendimizi ucuza satmayacağız, bir iki
düşmana kurşun atmayacağız...
Lâtif bir İnayet-i İlâhiyedir ki; otuz üç saat, onlar rus askerlerini
gördükleri ve ruslar da onları aradıkları halde bulamadılar. Bu esnada
Bediüzzaman, Talebeleri olan gönüllü Fedailere hitaben:
- Arkadaşlar! Durmayınız... Sizlere Hakkımı helâl ettim, beni
bırakınız, siz kendinizi kurtarmaya çalışınız, demesi üzerine, Fedakâr ve
Kahraman Talebeler:
- Sizi bu halde bırakıp gidemeyiz; Şehid olursak, yine Hizmetinizde
olsun, deyip kalırlar. Sonra ruslar esir edip; Van, Celfa, Tiflis, Kiloğrif,
Kosturma'ya sevkederler.
Ermeni fedaileri meşhurdur; hattâ öyle rivayet ederler ki: "Fedailerin
yüzleri, kızarmış kömür üstüne tutulup gözleri patlama derecesine gelse
dahi, yine sır vermezler." İşte ruslar o zaman diyorlardı ki: "Bediüz-
zaman'ın gönüllüleri, ermeni fedailerinin fevkindedir! Bunun içindir ki,
bizim kazaklarımızı imhada fazla muvaffak olmuşlardır."
Bediüzzaman'ı üserâ kampına götürürler. Burada şu şekilde şayan-ı
takdir bir hâdise cereyan eder. Şöyle ki:
Bir gün rus başkumandanı esirleri teftişe gelir. Teftiş esnasında,
Bediüzzaman kumandana selâm vermez ve yerinden kalkmaz. Kumandan
kızar, belki tanımamıştır diyerek tekrar önünden geçtiği zaman yine
yerinden kalkmayınca, kumandan tercüman vasıtasiyle der:
- Beni herhalde tanımadılar?
Bediüzzaman: