Page 202 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 202

204                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ




                         Yedinci Mes'elenin Hâtimesidir

              Sekiz İnâyet-i İlâhiyye sûretinde gelen İşârât-ı Gaybiyyeye dair gelen
          veya gelmek ihtimâli olan evhâmı izâle etmek ve bir Sırr-ı Azim-i İnâyeti
          beyan etmeye dairdir. Şu Hâtime "Dört Nükte"dir.

              Birinci Nükte: Yirmisekizinci Mektubun Yedinci Mes'elesinde, yedi
          sekiz  küllî  ve  mânevî  İnâyât-ı  İlâhiyyeden  hissettiğimiz  bir  İşâret-i
          Gaybiyyeyi,  "Sekizinci  İnâyet"  nâmiyle  "Tevâfukat"  tâbiri  altındaki
          nakşda  o  İşârâtın  cilvesini  gördüğümüzü  iddia  etmiştik.  Ve  iddia
          ediyoruz ki; bu yedi-sekiz küllî İnâyâtlar o derece kuvvetli ve kat'îdirler
          ki,  herbirisi  tek  başiyle  o  İşârât-ı  Gaybiyyeyi  isbat  eder.  -Farz-ı  muhal
          olarak- bir kısmı zaif görülse hattâ inkâr edilse, o İşârât-ı Gaybiyyenin
          kat'iyyetine halel vermez. O sekiz İnâyâtı inkâr edemiyen, o İşârâtı, inkâr
          edemez.  Fakat  tabakat-ı  nâs  muhtelif  olduğu,  hem  kesretli  tabaka  olan
          tabaka-i  avam  gözüne  daha  ziyade  îtimad  ettiği  için,  o  sekiz  İnâyâtın
          içinde  en  kuvvetlisi  değil,  belki  en  zâhirîsi  Tevafukat  olduğundan;  -
          çendan  ötekiler  daha  kuvvetli,  fakat  bu  daha  umumî  olduğu  için-  ona
          gelen  evhamı  def'etmek  maksadiyle,  bir  muvazene  nev'inden;  bir
          Hakikatı beyan etmeye mecbur kaldım. Şöyle ki:
              O  zâhirî  İnâyet  hakkında  demiştik:  Yazdığımız  Risalelerde   ر   ق
                                                                           ا
                                                                          نٰ
                                                                             ُ ْ
                              ِ
          Kelimesi ve  مرْكَا لوسر Aleyhissalâtü Vesselâm Kelimesinde öyle bir
                                  َ
                       َ
                                ُ
          derece Tevafukat görünüyor ki, hiçbir şüphe bırakmıyor ki, bir Kasd ile
          Tanzim  edilip,  müvazi  bir  vaziyet  verilir.  Kasd  ve  İrade  ise,  bizlerin
          olmadığına  delilimiz:  Üç-dört  sene  sonra  muttali'  olduğumuzdur.  Öyle
          ise, bu Kasd ve İrâde bir İnâyet Eseri olarak gaybîdir. Sırf İ’caz-ı Kur'an
          ve  Mu'cizat-ı  Ahmediyyeyi  te'yid  sûretinde  ve  iki  Kelimede  Tevafuk
          sûretinde  o  garib  vaziyet  verilmiştir.  Bu  iki  Kelimenin  Mübarekiyeti,
          İ’caz-ı  Kur'an  ve  Mu'cizat-ı  Ahmediyyeye  bir  Hâtem-i  Tasdik  olmakla
          beraber; sair misil Kelimeleri dahi, ekseriyet-i azîme ile Tevafuka mazhar
          etmişler;  fakat  onlar,  birer  sahifeye  mahsus;  şu  iki  Kelime,  bir  iki
          Risalenin  umumunda  ve  ekser  Risalelerde  görünüyor.  -Fakat  mükerrer
          demişiz-  Bu  Tevafukun  aslı  sâir  Kitablarda  da  çok  bulunabilir;  amma,
          Kasd ve İrâde-i Âliyeyi gösterecek bu derece garâbette değildir.. Şimdi
          bu dâvamızı çürütmek kabil olmadığı halde zâhir nazarlarda çürümüş gibi
          görmekte, bir iki cihet olabilir.
   197   198   199   200   201   202   203   204   205   206   207