Page 206 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 206

208                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


          Hakîm'in Dergâhında bir dilenci Hâdim hükmündeyim. Bu muannid ehl-i
          dalâletin  inadını  kırmak  ve  insâfa  getirmek  için  Kur'ân-ı  Hakîm'in
          Esrârından bazan istimdad ederim. Kerâmat-ı Kur'âniye olarak, Tevâfu-
          katta  bir  İkrâm-ı  İlâhî  hissettim,  iki  Elimle  sarıldım.  Evet  Kur'ân'dan
          tereşşuh  eden  "İşârâtül-İ'câz"  ve  "Risâle-i  Haşir"de  kat'î  bir  işaret
          hissettim. Emsalleri bulunsun bulunmasın, bence bir Kerâmet-i Kur'âni-
          ye'dir.

                                            * * *

              Aziz Sıddık Çalışkan Kardeşim,

              Senin  gördüğün  Vazife-i  Kur'âniyenin  hepsi  mübarektir.  Cenâb-ı
          Hak sizi muvaffak etsin, fütur vermesin, Şevkinizi arttırsın. Uhuvvet için
          bir Düstur beyan edeceğim. O düsturu cidden nazara almalısınız. Hayat,
          Vahdet ve İttihadın neticesidir. İmtizackârâne İttihad gittiği vakit, manevî



                                                          َ
          Hayat da gider.    ُكحي    ر   ب   ه   ْذتو اوُلشفتف اوعزانت لاو  işâret ettiği gibi,
                         م
                                                    ُ َ َ َ
                                            َ ْ َ َ
                                      َ َ
                             ُ ْ
                                                            َ
                                   َ َ
          Tesanüd bozulsa Cemâatın tadı kaçar.
              Bilirsiniz  ki;  üç ا  (elif)  ayrı  ayrı  yazılsa,  kıymeti  üçtür; Tesanüd-ü
          Adedî  ile  yazılsa,  yüz  onbir  kıymetinde  olduğu  gibi,  sizin  gibi  üç-dört
          Hâdim-i  Hak,  ayrı  ayrı  ve  Taksîmül-A'mâl  olmamak  cihetiyle  hareket
          etseler;  kuvvetleri  üç-dört  adam  kadardır.  Eğer  hakikî  bir  Uhuvvetle,
          birbirinin  Faziletleriyle  iftihar  edecek  bir  Tesanüdle,  birbirinin  aynı
          olmak derecede bir Tefâni sırrıyla hareket etseler; o dört adam, dört yüz
          adam  kuvvetinin  kıymetindedirler.  Sizler,  koca  Isparta'yı  değil,  belki
          büyük  bir  memleketi  tenvir  edecek  elektriklerin  makinistleri
          hükmündesiniz…  Makinenin  çarkları  birbirine  muavenete  mecburdur.
          Birbirini  kıskanmak  değil,  belki  bilâkis  birbirinin  fazla  kuvvetinden
          memnun  olurlar. Şuurlu farz  ettiğimiz  bir  çark,  daha  kuvvetli  bir  çarkı
          görse  memnun  olur;  çünki  Vazifesini  tahfif  ediyor.  Hak  ve  Hakikatın,
          Kur'ân ve Îmanın Hizmeti olan büyük bir Hazine-i Âliyeyi omuzlarında
          taşıyan  Zatlar;  kuvvetli  omuzlar  altına  girdikçe  iftihar  eder,  minnettar
          olur,  şükreder.  Sakın  birbirinize  tenkid  kapısını  açmayınız.  Tenkid
          edilecek,  Kardeşlerinizden  hariç  dairelerde  çok  var.  Ben  nasıl
          meziyetinizle iftihar ediyorum;
   201   202   203   204   205   206   207   208   209   210   211