Page 204 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 204
206 BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
İşte bu temsil gibi, Zât-ı Vâcibül-Vücud ve Hâlik-ı Hakîm ve
Rahîm'in umumî Rubûbiyet ve Şümûl-ü Rahmeti noktasında herşey
hissedardır; her şey'in hissesine isabet eden cihette hususî onunla
münasebetdardır. Hem Kudret ve İrâde ve İlm-i Muhîtiyle her şey'e
Tasarrufatı, her şey'in en cüz'î işlerine müdahalesi, Rububiyeti vardır.
Herşey, her şe'ninde O'na muhtaçtır. O'nun İlim ve Hikmetiyle işleri
görülür, tanzim edilir. Ne tabiatın haddi var ki, o Daire-i Tasarruf-u
Rububiyetinde saklansın ve te'sir sâhibi olup müdahale etsin; ve ne de
tesadüfün hakkı var ki, o hassas Mîzan-ı Hikmet Dairesindeki işlerine
karışsın. Risalelerde -yirmi yerde- kat'î hüccetlerle tesadüfü ve tabiatı
nefyetmişiz ve Kur'an Kılıncıyla îdam etmişiz; müdahalelerini muhal
göstermişiz. Fakat, Rububiyet-i Âmmedeki Daire-i Esbab-ı Zâhiriyede,
ehl-i gafletin nazarında, hikmeti ve sebebi bilinmiyen işlerde, tesadüf
nâmını vermişler. Ve hikmetleri ihâta edilmiyen bâzı Ef'âl-i İlâhiyyenin
Kanunlarını (tabiat perdesi altında gizlenmiş) görememişler, tabiata
müracaat etmişler. İkincisi; Hususî Rububiyetidir ve Has İltifat ve İmdâd-
ı Rahmânîsidir ki, Umumî Kanunların tazyikatı altında tahammül
edemiyen ferdlerin İmdâdına Rahmân-ür-Rahîm İsimleri İmdâda yetişir-
ler, hususî bir sûrette muavenet ederler, o tazyikattan kurtarırlar. Onun
için her zîhayat, hususan İnsan, her anda Ondan istimdat eder ve meded
alabilir.
İşte bu Hususî Rububiyyetindeki İhsânâtı, ehl-i gaflete karşı da
tesadüf altına gizlenmez ve tabiata havâle edilmez.
İşte bu Sırra binaendir ki, İ'caz-ı Kur'an ve İ’caz-ı Ahmediyyedeki
İşârât-ı Gaybiyyeyi, hususî bir işâret telâkki ve îtikad etmişiz. Ve bir
İmdâd-ı Hususî ve muannidlere karşı kendini gösterecek bir İnâyet-i
Hâssa olduğunu yakîn ettik. Ve sırf Lillâh için ilân ettik. Kusur etmişsek
ALLAH afvetsin.
ِ
يم َا …
َ
ِ
انْاَط خَا َ ْ ن ن ِ ٓا ا نْذخ اء وت لا َّ َ َ بر ن ا
َ ي ن ٓا وَا
َ
ْ
ْ
َ
َ
ُ َ