Page 259 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 259

ESKİŞEHİR   HAYATI                                                                                                        261


           hükûmeti iğfale çalışan entrikacıların ihbârâtiyle Vilâyât-ı Şarkiyeden, ta
           Vilâyât-ı  Garbiyeye  kadar  her  yerde  istintaklar,  taharriyatlar  devam
           ettiğidir. İşte, entrikacıların çevirdikleri plân, benim gibi binler adamı en
           ağır cezaya çarpacak bir hâdiseye göre tertip edilmiş; halbuki en âdi bir
           adamın, en âdi bir hırsızlığı gibi bir hâdiseyi andıracak bir ceza vaziyetini
           netice  verdi.  Yüzonbeş  adamdan,  onbeş  masumlara  beş  -  altı  ay  ceza
           verildi.

               Acaba  dünyada  hiçbir  zîakıl,  elinde  gayet  keskin  elmas  kılınç
           bulunsa, müdhiş bir arslanın veya ejderhanın kuyruğuna hafifçe iliştirip,
           kendine  musallat  eder  mi?  Eğer  maksadı  tahaffuz  veya  döğüşmek  ise,
           kılıncı başka yere havale eder. İşte sizin nazarınızda ve vehminizde beni
           o  adam  gibi  telâkki  etmişsiniz  ki;  beni  bu  tarzda  cezaya,  mahkûmiyete
           çarptınız. Eğer bu derece hilâf-ı şuur ve muhalif i akıl hareket ediyorsam,
           koca  memlekete  dehşet  verip  propaganda  ile  efkâr-ı  âmmeyi  aleyhime
           çevirmek değil, belki âdi bir divane gibi tımarhaneye gönderilmem lâzım
           gelir. Eğer verdiğiniz ehemmiyete mukabil bir adam isem, elbette arslanı
           kendine saldırtmak ve ejderhayı kendine hücum  ettirmek için, o keskin
           kılıncı  onların  kuyruklarına  uzatmaz;  belki  mümkün  olduğu  kadar
           kendini muhafaza edecek... Nasıl ki on sene ihtiyarî bir İnzivayı ihtiyar
           edip,  tâkat-ı  beşerin  fevkinde  sıkıntılara  tahammül  ederek,  hükûmetin
           işine  hiçbir  cihetle  karışmadım  ve  karışmak  arzu  etmedim..  Çünki
           Hizmet-i Kudsiyem beni menediyor.

               Ey ehl-i hall ve akd! Acaba hiç mümkün müdür ki, yirmi sene evvel
           gazetelerin  yazdığı  gibi,  bir  Makale  ile  otuzbin  adamı  kendi  Fikrine
           çeviren; ve koca Hareket Ordusunun nazar-ı dikkatini kendine çeviren ve
           ingiliz baş papazının, altıyüz kelime ile istediği suallerine altı kelime ile
           cevab  veren  ve  bidayet-i  hürriyette  en  meşhur  bir  diplomat  gibi  Nutuk
           söyliyen  bir  adamın  yüzyirmi  Risalesinde  dünyaya,  siyasete  bakacak
           yalnız onbeş kelime mi bulunur? Hiçbir Akıl kabul eder mi ki bu adam
           siyaseti takib ediyor ve maksadı dünyadır ve hükûmete ilişmektir? Eğer
           fikri,  siyaset  ve  hükûmete  ilişmek  olsaydı,  böyle  bir  adam,  bir  tek
           Risalesinde sarihan, işareten yüz yerde maksadını ihsas edecekti. Acaba o
           adamın maksadı siyasetce tenkid olsa idi, yalnız Tesettür ve İrsiyete dair
           eski  zamandanberi  carî  bir-iki  düsturdan  başka  medar-ı  tenkid  bulamaz
           mı   idi?.   Evet,   koca   bir   inkılâbı   yapan    bir    hükûmetin    rejimine
   254   255   256   257   258   259   260   261   262   263   264