Page 310 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 310

312                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


              Sâniyen: Şefkat, Vicdan, Hakikat, bizi siyasetten menediyor. Çünki
          tokada müstehak dinsiz münafıklar onda iki ise, onlarla müteallik yedi-
          sekiz  mâsum,  bîçare,  çoluk-çocuk,  zaif,  hasta  ve  ihtiyarlar  var.  Belâ,
          musibet  gelse,  o  mâsumlar  o  belâya  düşecekler;  belki  o  iki  münâfık
          dinsiz daha az zarar görecek. Onun için siyaset yoliyle, idare ve âsâyişi
          ihlâl  tarzında  neticenin  husulü  de  meşkûk  olduğu  halde  girmekten;
          Risale-i Nur'un mahiyetindeki Şefkat, Merhamet, Hak ve Hakikat Şâkird-
          lerini menediyor.

              Sâlisen:  Bu  vatan,  bu  millet  ve  bu  vatandaki  ehl-i  hükümet,  ne
          şekilde olursa olsun, Risale-i Nura eşedd-i ihtiyaç ile muhtaçtırlar. Değil
          korkmak veyahut adavet etmek; en dinsizleri de, Onun dindarâne, hak-
          perestâne  Düsturlarına  tarafdar  olmak  gerektir.  Meğer  ki,  bütün  bütün
          millete, vatana, Hâkimiyet-i İslâmiyeye hiyanet ola. Çünki: Bu milletin
          ve bu vatanın hayat-ı içtimaiyesini anarşilikten kurtarmak ve büyük tehli-
          kelerden halâs etmek için, beş Esas lâzımdır ve zarurîdir:

              Birincisi: Merhamet, ikincisi: Hürmet, üçüncüsü: Emniyet, dör-
          düncüsü:  Haram  -  Helâlı  bilip  haramdan  çekilmek,  beşincisi:
          Serseriliği bırakıp İtaat etmektir.

              İşte,  Risale-i  Nur  hayat-ı  içtimaiyeye  baktığı  vakit,  bu  beş  Esası
          temin  edip  âsâyişin  temel  taşını  tesbit  ve  temin  eder.  Risale-i  Nur'a
          ilişenler kat'iyyen bilsinler ki; onların ilişmesi, anarşilik hesabına vatan
          ve  millet  ve  âsâyişe  düşmanlıktır.  İşte  bunun  bir  hülâsasını  o  casusa
          söyledim,  dedim  ki:  "Seni  gönderenlere  söyle,  hem  de  ki:  Onsekiz
          senedir  bir  defa  kendi  istirahatı  için  hükümete  müracaat  etmiyen  ve
          yirmibir aydır dünyayı herc ü merc eden harblerden hiçbir haber almayan
          ve  çok  mühim  makamlarda  çok  mühim  adamların  dostâne  temaslarını
          istiğna  edip  kabul  etmiyen  bir  adama  ondan  korkup  tevehhüm  edip
          dünyanıza  karışmak  ihtimaliyle  evhama  düşüp  tarassudlarla  sıkıntı
          vermekte  hangi  mânâ  var,  hangi  maslahat  var,  hangi  kanun  var?
          Divaneler de bilirler ki; ona ilişmek, divaneliktir!" O casus da kalktı gitti.

                                                                    Said Nursî

                                            * * *
   305   306   307   308   309   310   311   312   313   314   315