Page 317 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 317

KASTAMONU   HAYATI                                                                                                   319


           Nura bu surette çalışmaları gösteriyor ki, bu zamanda Risale-i Nura ek-
           mekten  ziyade  ihtiyaç  var  ki;  harmancılar,  çiftçiler,  çobanlar,  yörük
           efeleri  hâcât-ı  zaruriyeden  ziyade  Risale-i  Nura  çalışmaları,  Risale-i
           Nurun  Hakkaniyetini  gösteriyorlar.  Bu  cildde  az;  sair  altı  cild-i  âherde
           mâsumların  ve  ihtiyar  Ümmîlerin  yazılarının  tashihinde  çok  zahmet
           çektim.  Vakit  müsaade  etmiyordu.  Hatırıma  geldi ve  mânen  denildi  ki:
           Sıkılma, bunların yazıları çabuk okunmadığından, acelecileri yavaş yavaş
           okumağa  mecbur  ettiğinden,  Risale-i  Nurun  gıda  ve  taam  hükmündeki
           Hakikatlarından  hem  Akıl,  hem  Kalb,  hem  Ruh;  hem  nefis,  hem  his
           hisselerini  alabilirler.  Yoksa,  yalnız  Akıl  cüz'î  bir  hisse  alır,  ötekiler
           gıdasız  kalabilirler.  Risale-i  Nur,  sair  İlimler  ve  Kitablar  gibi  okunma-
           malı. Çünki, ondaki Îman-ı Tahkikî İlimleri, başka İlimlere ve Marifet-
           lere  benzemez.  Akıldan  başka  çok  Letaif-i  İnsaniyenin  de  Kuvvet  ve
           Nurlarıdır.

               Elhasıl,  Mâsumların  ve  Ümmî  ihtiyarların  noksan  yazılarında  iki
           faide var:

               Birincisi, teenni ve dikkatle okumağa mecbur etmektir.

               İkincisi, o mâsumane ve hâlisane, samimî ve tatlı dillerinden, Dersle-
           rinden,  Risale-i  Nurun  şirin  ve  derin  Mes'elelerini  lezzetli  bir  hayretle
           dinlemek, Ders almaktır.

                                                                     Said Nursî
                                             * * *

                          ISPARTAYA GÖNDERİLEN BİR MEKTUB

               Aziz Sıddık Kardeşlerim,

               Namaz Tesbihatının Sırrına göre; nasıl ki Namazdan sonra Tesbih ve
           Zikir  ve  Tehlil  ile  Hatme-i  Muazzama-i  Muhammediye  ve  Zikir  ve
           Tesbih  eden  ve  rûy-u  zemin  kadar  geniş  bir  Halka-i  Tahmidat-ı
           Ahmediye  Dairesine  tasavvuran  ve  niyeten  girmek  Medar-ı  Füyuzat
           olduğu gibi; biz dahi Risale-i Nur'un geniş Daire-i Dersinde ve Halka-i
           Envârında  Ders  alan  ve  çalışan  binler  mâsum  lisanların  mübarek  ihti-
           yarların  Dualarına  ve  A'mal-i Salihalarına  hissedar olmak ve Dualarına
              ِ
              مَا  demek  hükmünde  olarak,  onlarla  Tayy-ı  Mekân  ederek  gıyaben
            ي
           omuz omuza, diz dize bulunmak hayaliyle
   312   313   314   315   316   317   318   319   320   321   322