Page 32 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 32

34                                                                                        BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


              -  Bu  İlimleri  birbirinden  tefrik  edemiyorum.  Ya  hepsini  biliyorum
          veyahut hiçbirisini bilmiyorum, der.

              Herhangi  bir  Kitabı  eline  alırsa,  anlardı.  Yirmi  dört  saat  zarfında
          "Cem'ül-Cevâmi",  "Şerh-ül-Mevâkıf  ',  "İbn-ül-Hacer"  gibi  Kitapların
          ikiyüz  sahifesini,  kendi  kendine  anlamak  şartiyle  mütalâa  ederdi.  O
          derece İlme dalmıştı ki, hayat-ı zahirî ile hiç alâkadar görünmezdi. Hangi
          İlimden olursa olsun sorulan suale tereddütsüz derhal cevap verirdi.

                                            * * *

                    O   ZAMANKİ   HAYATINA   KISA   BİR   BAKIŞ

              Evvelâ:  Hükema-yı  İşrâkıyyunun  mesleklerine  sülûk  ederek,  Zühd
          ve  Riyazete  başladı.  Hükema-yı  İşrakıyyun,  tedric  kanunu  mucibince
          vücudlarını  Riyazete  alıştırmışlardı.  O  ise  tedrice  riâyet  etmiyerek
          birdenbire  Riyazete  daldı.  Gün  geçtikçe,  vücudu  tahammül  etmiyerek
          zaif  düşmeye  başladı.  Üç  günde  bir  parça  ekmekle  idare  ediyordu.
          Ulema-yı  İşrâkıyyunun,  "Riyazetin  küşâyiş-i  fikre  hizmet  ettiği"
          nazariyesi üzerine, onlar gibi yapacağım diye çalışıyordu.

              Saniyen:  İmam-ı  Gazali  Hazretlerinin  "İhya-ül-Ulûm"  unda

                                                     ِ
          Tasavvuf  nokta-i  nazarında    كبي  ُ    لاام  ٰلا كبي    ري ُ    ام عد  Kaidesine
                                             َ    ري
                                                       َ
                                       َ
                                                               َ ْ َ
                                                َ
                                        ُ
                                                         ُ
          ittibaen, ekmeği bile bir zaman terkedip, ot ile idareye koyuldu.

              Salisen:  Nadir  konuşuyordu.  Kürdlerin  edib  dâhîlerinden  Molla
          Ahmed  Hâni  Hazretlerinin,  gündüzleyin  bile  havf  ile  girilen  Kubbe-i
          Saadetine kapanır, bazan geceleyin de orada kalırdı. Bundan dolayı ahali,
          Bediüzzamana:  "Ahmed  Hâni  Hazretlerinin  Feyzine  mazhar  olmuştur"
          diyordu. Bu hali, Müşarünileyhin Kerametine hamlederlerdi. O vakitlerde
          kendisi on üç, on dört yaşlarında idi. Sonra, Ulemadan mümtaz simalarla
          mülâkat  etmeye  karar  verdi;  ve  Bağdada,  ziyaret  kasdiyle  Hocasından
          izin  istedi.  Derviş  kıyafetine  girdi.  Yolları  takib  etmeden  dağlarda,
          ormanlarda gece dolaşarak Bağdada gitmek niyetinde iken Bitlise geldi.
          Bitlis'te Şeyh Mehmed Emin Efendi Hazretlerinin yanına giderek, iki gün
          kadar Dersinde bulundu. Şeyh Mehmed Emin Efendi, kendisine Kisve-i
          İlmiyeye    girmesini    teklif    etti.   Molla    Said    cevaben:
   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37