Page 35 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 35

İLK  HAYATI                                                                                                                         37


                       ةعمج        ف      هعي   مج  عماوجْلا ع   مج ه ِ ِ      ف     عمج دق
                                      ِ
                                                  ِ

                                                     ظفح
                                                           َ َ َ ْ َ
                                                     ْ
                              ُ َ
                                   َ
                                     ِ َ َ
                      َ ْ ُ
                                              ْ َ ُ

               Bu hâl Siirt'de şüyû bulmuş ve Molla Fethullah, Ulemaya:

               - Bizim Medreseye gayet genç bir Talebe geldi. Her ne sual ettimse
           bilâ-tevakkuf  cevab  verdi.  Bu  yaşda  Zekâsına  ve  İlmine  ve  Fazlına
           hayran  kaldım  diyerek  pek  çok  medheder.  Bunun  üzerine  Ulema  bir
           yerde  toplanarak  Bediüzzamanı  davet  ederler.  Bediüzzaman  intihab
           ettikleri bütün suallerine bilâ-tereddüd cevab verirken, Molla Fethullahın
           yüzüne  bakıyordu.  Sanki  Kitaba  bakıyor  gibi  kendilerinden  okuyarak
           cevab veriyordu. Bunu gören Ulema, Bediüzzamanın harikulâde bir genç
           olduğuna hükmedip, Faziletini takdir ve sena ettiler. Bu hâl etrafta işitilir.
           Ahali,  kendisine  Veliyyullah  derecesinde  ihtiram  eder  ve  o  nazarla
           bakarlar. Bu vaziyet, ikinci derecede bulunan bir takım Âlim ve Talebe-
           lerin rekabetlerini arttırdı. Genç, tecrübesiz Talebelerden bir kısmı, ilmen
           mağlûb  edemedikleri  Bediüzzamanı  kavga  yoliyle  iskât  etmek  teşebbü-
           sünde bulunmuşlarsa da, mes'eleden haberdar olan Siirt ahalisi, kendisini
           kurtarmak  için  gelmişler.  Ahali  nazarında  büyük  mevkii  olduğu  için,
           derhâl  muarızların  ellerinden  kurtarılmış  ve  bir  odaya  bırakılmış  ise  de
           Bediüzzaman,  mesleklerine  olan  fevkalâde  muhabbetinden,  muarızları
           bulunan  Talebe  ve  Ehl-i  İlmin  câhillere  hedef  olmamasını  temin  için
           kendisi  odadan  çıkıp  muarızları  tarafından  telef  edilse  bile  Ehl-i  İlmin
           işine  cahillerin  karışmamasını  müdafaa  eder.  Bu  ihtilâfı  kaldırmak
           maksadiyle herhangi bir Talebeye:

               - Beni öldürünüz, İlmin haysiyetini muhafaza ediniz! diyerek yüzünü
           çevirmiş ise de hiçbir Talebe kendisine hücum etmemiş ve nihayet ihtilâf
           bertaraf  edilmiştir.  Siirt  mutasarrıfı,  kendisini  muhafaza  etmek  üzere
           yanına  çağırdığı  ve  o  Talebeleri  nefyedeceği  haberini  Tebliğ  etmeye
           gönderdiği jandarmaya karşı Bediüzzaman:

               - Biz Talebeyiz, birbirimizle döğüşürüz, barışırız. Binaenaleyh, mes-
           leğimiz haricinde bulunan birisinin bize karışması muvafık olmadığından
           gelemiyeceğim ve hata da benimdir. Cevabında bulunarak jandarmaları
           reddetmiştir.

               Bu  esnada  on  beş,  on  altı  yaşlarında  bulunuyordu.  Lâkin  kuvve-i
           bedeniyece  pek  çevik  ve  metindi.  "Said-ül-Meşhur"  lâkabiyle  yâdedi-
           liyordu.
   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40