Page 36 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 36
38 BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
Siirt'de, kendisiyle mücadele etmek istiyen bütün arkadaşlarına karşı
hazır bulunduğu ve aynı zamanda sorulacak bütün suallere cevab
vereceğini, kimseye sual sormayacağını ilân etti. Sonra tekrar Bitlise
geldi. Bitlis'de bir iki Şeyh hanedanının, Âlim ve Talebelerin arasında
geçimsizlik olduğunu işitir. Fesadı netice veren sözlerin, bilhassa
gıybetin İslâmiyete yakışmadığını onlara ihtar edince; Molla Saidi, Şeyh
Emin Efendiye şikâyet ederler. Şeyh Emin ise:
- Henüz çocuk olduğundan, kabil-i hitab değildir, der.
Bu söz Molla Saide Tebliğ edildiği anda, zaten bu gibi sözlere
fıtraten tahammülsüz olduğundan Şeyh Emin Efendinin huzuruna çıkarak
elini öper; ve:
- Efendim, beni imtihan ediniz; kabil-i hitab olduğumu isbat etmek
isterim, der.
Şeyh Emin Efendi mütenevvi İlimlerden ve en müşkül mes'elelerden
on altı sual tertip ederek sorar. Molla Said, suallerin umumuna cevab
verdikten sonra, Kureyş Camiine gider, ahaliye va'z ve nasihat etmeye
başlar. Bunun üzerine Bitlis ahalisinin bir kısmı Molla Saide, bir kısmı da
Şeyh Emin Efendiye yardım etmek isterler. Bundan dolayı, vali, büyük
bir vukuata meydan vermemek için Bediüzzamanı nefyeder. Bu defa da
Şirvana gider. Zaten infirad eden böyle Zatların muarızları pek çok
bulunur. Bilhassa Mücadele-i İlmiyede mağlûb düşenlerden bazı zâhir
Hocalar, Molla Saidi ahali nazarında küçük düşürmek için var
kuvvetleriyle çalışıyorlardı. Her hususatını tecessüs ettirirlerdi. Bir gün
nasılsa, kazaen sabah Namazını geçirmiş. Buna vakıf olan hasımları,
"Molla Said, Namazı terketmiştir." diyerek ahali arasında işâada
bulundular. Molla Saidden soruldu ki:
- Niçin herkes bunu böyle söylüyor?
Molla Said:
Evet, esassız bir şey Âlemin içinde çabuk yayılmaz. Hata bendedir.
Onun için, iki cezaya uğradım: Birisi Allahın itabı, diğeri nâsın ta'rizi.
Bunun esas sebebi ise, geceleyin âdet edindiğim Vird-i Şerîfi
terkettiğimdir. İşte Âlemin Ruhu bu Hakikata temas etmişse de, tamamını