Page 479 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 479

EMİRDAĞ   HAYATI                                                                                                          481


           ihtiyarım  haricinde,  bütün  o  mânilere  karşı  Risale-i  Nur  Şâkirdlerinin
           Kuvve-i  Mâneviyelerinin  takviyesine  medar  İkrâmât-ı  İlâhiyeyi  beyan
           ederek, Risale-i Nur etrafında mânevî bir tahşidat yaptırmak ve Risale-i
           Nur kendi kendine, tek başiyle, başkalarına muhtaç olmayarak bir ordu
           kadar kuvvetli olduğunu göstermek hikmetiyle, bu çeşit şeyler bana yaz-
           dırılmış.  Yoksa,  hâşâ!  Kendimizi  satmak  ve  beğendirmek  ve  temeddüh
           etmek, hodfüruşluk etmek ise, Risale-i Nur'un ehemmiyetli bir Esası olan

           İhlâs Sırrını bozmaktır.  للّا  َ ٰ  ْ َ  ِ   ا   ن     ٓش ا   ء    , Risale-i Nur kendi kendini hem müda-
                                 ُ
           faa  ettiği,  hem  kıymetini  tam  gösterdiği  gibi;  bizi  de  mânen  müdafaa
           edip, kusurlarımızı afvettirmeğe vesile olacaktır.

               Aziz Kardeşlerim; Risale-i Nur'un zuhurundan kırk sene evvel geniş
           bir  Hiss-i  Kablel-Vuku,  acib  bir  tarzda;  hem  bende,  hem  bizim  köyde,
           hem  nahiyemizde  tezahür  ettiğini  şimdi  bir  İhtar-ı  Mânevî  ile  kat'î
           kanaatım gelmiş. Şefik ve Kardeşim Abdülmecid gibi eski Talebelerime
           bu  Sırrı  fâşetmek  isterdim.  Şimdi,  Cenâb-ı  Hak  sizlerde  çok  Abdül-
           mecid'leri ve çok Abdurrahman'ları verdiği için, size beyan ediyorum.

               Ben,  on  yaşında  iken,  büyük  bir  iftihar,  hattâ  bâzan  temeddüh
           suretinde bir hâletim vardı. İstemediğim halde pek büyük bir iş ve büyük
           bir  Kahramanlık  tavrını  takınıyordum.  Kendi  kendime  derdim:  "Senin
           beş para kıymetin yok. Bu temeddühkârane, hususan cesarette çok fazla
           gösterişin ne içindir?" Bilmiyordum, hayret içinde idim. Bir iki aydır, o
           hayrete  cevab  verildi  ki:  Risale-i  Nur,  Kablel-Vuku  kendini  ihsas
           ediyordu.  Sen,  âdi  odun  parçası  gibi  bir  çekirdek  iken,  o  firdevs
           salkımlarını  bilfiil  kendi  malın  gibi  Hiss-i  Kabl-el  Vuku'  ile  hissedip
           hodfüruşluk ederdin. Bizim "Nurs köyümüz" ise; hem eski Talebelerim,
           hem hemşehrilerim biliyorlar ki; bizim köyümüz, fevkalâde gösteriş ve
           cesarette ileri göstermek için temeddühü çok severdiler. Güya büyük bir
           memleketi fetheder gibi, Kahramanane bir tavır almak istiyordular. Ben,
           hem kendime, hem onlara çok hayret ederdim. Şimdi hakikî bir İhtar ile
           bildim  ki:  O  mâsum  Nurslu  İnsanlar  (Nurs  Karyesi)  Risale-i  Nur'un
           Nuriyle  büyük  bir  İftihar  kazanacak;  o  vilâyetin,  nahiyenin  ismini
           işitmiyen, Nurs Köyü'nü ehemmiyetle tanıyacak diye bir Hiss-i Kablel-
           Vuku' ile, O Ni'met-i İlâhiye'ye karşı teşekkürlerini temeddüh suretinde
           göstermişler.
   474   475   476   477   478   479   480   481   482   483   484