Page 485 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 485

EMİRDAĞ   HAYATI                                                                                                          487


           Diyanet  şahsa  fazla  ehemmiyet  verdikleri  cihetinde  haksızlar,  o  şahsı
           çürütmekle Hakikatlara darbe vurmak; ve o Nur'lara, benim gibi bir bîçâ-
           reyi  mâden  zannederek;  bütün  kuvvetleriyle  beni  çürütüp,  o  Nurları
           söndürmeye ve sâfi Kalbleri de inandırmaya çalışıyorlar. Ezcümle, İkinci
           Mes'elede bir hadise bu Hakikatı gösteriyor.

               İkinci Mes'ele: Bayramın ikinci gününde, teneffüs için kırlara çıktı-
           ğım zaman, ehemmiyetli bir me'mur tarafından beş vecihle kanunsuz bir
           taarruza  mâruz  kaldım.  Cenâb-ı  Hak,  Rahmet  ve  Keremiyle,  belime,
           başıma  yüklenen  Risale-i  Nur  Eczalarını;  ve  Ruhuma  ve  Kalbime
           yüklenen  Şâkirdlerinin  Haysiyet  ve  İzzet  ve  Rahatlarını  muhafaza  için,
           fevkalâde  bir  Tahammül  ve  Sabır  İhsan  eyledi.  Yoksa,  bir  plân  netice-
           sinde  beni  hiddete  getirip,  Risale-i  Nur'un,  bâhusus  Âyetül-Kübrânın
           Fütuhatına karşı bir perde çekmek olduğu tahakkuk etti. Sakın, sakın hiç
           kederlenmeyiniz,  merak  etmeyiniz,  hem  telâş  etmeyiniz,  hem  bana
           acımayınız. Şeksiz şüphesiz İnayet-i İlâhiyye perde altında bizi muhafaza

                   م
           etmekle    ُك َ ْ   يْ      ل  ٌ ْ    ه   و      خ    و اًئيش  او     َ ُ       ت      نَا    ٓ س   ع   Âyetine  mazhar  etsin.

                                                ْ َ ْك   ر   ه
                               َ ُ َ َ
                                    ْ َ
                                                      َ
                                                     ٰ
           Onların,  o  plânları  da  yine  akîm  kaldı.  Fakat  bu  vilâyette,  doğrudan
           doğruya büyük bir makamdan kuvvet alıp şahsımla uğraşanlar var. Eğer
           mümkün olsa, buranın havasiyle hiç imtizaç edemediğim cihetini vesile
           edip, münasip bir yere naklime, Denizli mahkemesini ve Ankara Temyiz
           Mahkemelerini  vasıta  yapıp  çalışmak  lâzım  geliyor.  Ben  kendim
           yapamadığım  için,  benden,  bana  daha  ziyade  alâkadar  Denizli  dostları
           teşebbüs etseler iyi olur. Hiç olmazsa oranın hapsine, bir daha bahane ile
           beni alsınlar.

                                                                     Said Nursî
                                             * * *


                                                      ِ
                                                   همس
                                              ُ ْ َ ُ َ        س   ب   ح ا   هن    ِ  ْ  اب

               Aziz Sıddık Sebatkâr Muhlis Kardeşlerim,

               Hem  maddî  hem  mânevî;  hem  nefsim,  hem  benimle temas  edenler
           gayet   ehemmiyetli    benden    sual    ediyorlar    ki:    "Neden     herkese
   480   481   482   483   484   485   486   487   488   489   490