Page 57 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 57
Hakîkat
Dinî Ceride: 70
26/Şubat/1324
Mart/1909
BİZ, KALUBELÂDAN CEMİYET-İ
MUHAMMEDÎDE DAHİLİZ
Cihetülvahdet-i İttihadımız, Tevhiddir. Peyman ve Yeminimiz, İman-
dır. Madem ki muvahhidiz, müttehidiz. Herbir Mü’min İ'lâ-yı Kelimetul-
lah ile mükelleftir. Bu zamanda en büyük sebebi, maddeten terakki
etmektir. Zira; ecnebiler fünun ve sanayi silâhiyle, bizi istibdad-ı
mânevîleri altında eziyorlar. Biz de fen ve san'at silâhiyle, İ'lâ-yı
Kelimetullahın en müthiş düşmanı olan cehil ve fakr ve ihtilâf-ı efkâra
Cihad edeceğiz. Amma; Cihad-ı Haricîyi, Şeriat-ı Garrânın Berâhin-i
Katıasının Elmas Kılınçlarına havale edeceğiz; zira, medenîlere galebe
çalmak, ikna iledir; söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir. Biz
Muhabbet Fedaileriyiz, husumete vaktimiz yoktur!...
Meşrutiyet ki, Adalet ve Meşveret ve Kanunda inhisar-ı kuvvetten
ibarettir. On üç asır evvel Şeriat-ı Garra teessüs ettiğinden, ahkâmda
avrupa'ya dilencilik etmek, Din-i İslâma büyük bir cinayettir ve şimale
müteveccihen Namaz kılmak gibidir.
Kuvvet Kanunda olmalı ; yoksa istibdat tevzi olunmuş olur.
ِ
تم ْلا ىِوقْلا وه للّا نا hâkim ve âmir-i Vicdanî olmalı. O da Mârifet-i
ي
ُّ َ
َ ُ َ ٰ َّ
َ
ُ
tam ve medeniyet-i âm veyahut Din-i İslâm namiyle olmalı. Yoksa;
istibdat daima hükümfermâ olacaktır. İttifak, Hüdadadır; heva ve hevesde
değil! İnsanlar hür oldular amma yine Abdullahtırlar. Her şey hür oldu.
Başkasının kusuru, İnsanın kusuruna senet ve özür olamaz! Ye's, mâni-i
her Kemaldir. "Neme lâzım, başkası düşünsün" istibdadın yadigârıdır.
.........................................................................................
Bediüzzaman
* * *