Page 580 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 580
582 BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
ve Îmanî ve Kudsî Hakikatlarından dertlerime tam Derman olarak ken-
dime bulduğum zaman, bu millete ve bu vatan evlâdlarına dahi tam bir
ilâç olacağına kanaat getirdiğim için, o kıymettar Hakikatları kaleme
aldım. Hattım pek noksan olmasından yardımcılara pekçok muhtaç iken,
İnayet-i İlâhiyye, bana Sâdık, Has, Metin Yardımcıları verdi. Elbette ben,
onların hüsn-ü zanlarını ve samimane medihlerini bütün bütün reddetmek
ve hatırlarını tekdir ile kırmak, o Hazine-i Kur'âniyeden alınan Nurlara
bir ihanet ve adâvet hükmüne geçer. Ve o Elmas Kalemli ve Kahraman
Kalbli Muavinleri kaçıracak diye, onların, âdî müflis şahsıma karşı medh
ü senalarını, asıl mal sahibi ve bir mânevî Mu'cize-i Kur'aniye olan
Risale-i Nur'a ve Has Şâkirdlerinin Şahsiyet-i Mâneviyesine çeviriyor-
dum. Benim haddimden yüz derece ziyade hisse veriyorsunuz, diye bir
cihette hatırlarını kırıyordum. Acaba hiç bir kanun, müstenkif ve razı
olmayan bir adamı, başkaların Onu medhetmesiyle suçlu yapar mı ki
kanun namına hareket eden resmî me'mur beni suçlu yapıyor?
Hem neşrettiğimiz -aleyhimizde yazılan- kararnamenin ellidördüncü
sahifesinde, "Âhirzamanın o büyük Şahsı, neslen Âl-i Beyt'den olacak;
biz Nur Şâkirdleri ancak mânevî Âl-i Beyt'den sayılabiliriz." Hem,
"Nur'un mesleğinde hiç bir cihette benlik, şahsiyet ve şahsî makamları
arzu etmek şan ü şeref kazanmak olmaz. Nur'daki İhlâsı bozmamak için,
Uhrevî Makamat dahi bana verilse, bırakmağa kendimi mecbur bilirim."
Denmektedir, diye, kararnamede yazdıkları ve yine kararnamede yirmi-
ikinci ve üçüncü sahifesinde, "kusurunu bilmek, fakr ve aczini anlamak,
tezellül ile Dergâh-ı İlâhîye iltica etmek ki, o şahsiyetle kendimi
herkesten ziyade bîçâre, âciz, kusurlu görüyorum. O halde, bütün halk
beni medh ü sena etse, beni inandıramazlar ki iyiyim; sahib-i kemalim.
Sizi bütün bütün kaçırmamak için, üçüncü hakikî şahsiyetimin gizli çok
fenalıklarını ve su-i hallerini söylemeyeceğim. Cenab-ı Hak İnayetiyle,
en edna bir nefer gibi, bu şahsımı, Esrar-ı Kur'âniye'de istihdam ediyor.
Yüzbin Şükür olsun. Nefis cümleden edna, Vazife cümleden Âlâ!"
Fıkrasını kararname yazdığı halde, beni başka bir zâtların medhiyle ve
Risale-i Nur mânasiyle, büyük bir Hidayet Edici Vasfını vermekle beni
suçlu yapanlar, elbette bu hatânın cezasını dehşetli çekmeğe müstehak
olurlar.
Yedincisi: Biz ve umum Nur Risaleleri, Denizli ve Ankara ağır