Page 695 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 695

RİSALE-İ  NUR                                                                                                                    697


               En  meşhur  eserlerle  bile  kabil-i  kıyas  olmayan  ve  başlıbaşına  bir
           hususiyeti haiz olan Üslûbunda yüksek bir Belâgat, Fesahat ve Selâset ve
           Îcaz vardır. Hattâ Bediüzzaman'ın Eserlerini Âlem-i İslâmın ısrarla arzu
           etmesiyle Arapçaya tercüme ettirmek için büyük İslâm Âlimlerine "Asâ-
           yı  Mûsa  Mecmuası"  götürüldüğü  vakit,  okumuşlar  ve  demişlerdir  ki:
           "Bediüzzaman'ın  Eserlerini  ancak  kendisi  tercüme  edebilir.  Risale-i
           Nur'daki  yüksek  Belâgatı  ve  misilsiz  olan  Fesahat  ve  Îcazı  tercümede
           muhafaza etmekten ve Onun İlmini ihata etmekten âciziz!" Bu suretle o
           yüksek  Âlimler,  Üstadımızın  Faziletini  ve  Risale-i  Nur'un  Kemalâtını
           göstermişlerdir.

               Bediüzzaman, Eserlerinde, hemen bütün büyük Müellif ve Edibler-
           den farklı olarak lâfızdan ziyade Mânaya ehemmiyet vermiştir. Mânayı,
           lâfza feda etmemiş; lâfzı Mânaya feda etmiştir. Üslûbta okuyucunun bir
           nevi  hevesini  nazara  almamış,  Hakikatı  ve  Mânayı  esas  tutmuştur.
           Vücuda  elbiseyi  yaparken  vücuttan  kesmemiş,  elbiseden  kesmiştir.
           Risale-i  Nur'daki  Aklı,  Kalbi,  Ruhu  ve  Vicdanı  celbeden  ve  Hakikata
           râmeden o İlâhî cazibedendir ki; çoluğu - çocuğu, genci - ihtiyarı, avâmı -
           havassı o Nur'a koşuyorlar ve o câzibedar Nur'un pervanesi oluyorlar. Bu
           Hakikatın parlak bir misali olarak geniş bir Talebe kütlesi, az zamanda
           din düşmanlarını titreten bir hale gelmiştir.

               Risale-i Nur'un her cihetten olduğu gibi edebî cihetten de kıymet ve
           ehemmiyetini ifade etmek, ediplerin hususan bizlerin bin derece haddin-
           den uzaktır. Bu husustaki karınca kararınca olan sönük, fakat samimî ve
           hakikatlı  ifadelerimiz,  Risale-i  Nur'dan  gördüğümüz  azîm  istifadeye
           mukabil sonsuz bir minnet ve şükranımızın ifadesinden ibarettir. Yoksa
           bu  mevzularda  Sahib-i  Salâhiyet  ve  Sahib-i  İhtisas,  ancak  ve  ancak
           Risale-i Nur'un kendi Müellifi olabilir.

               Risale-i  Nur,  bu  asrın  ihtiyacına  tam  cevab  veren  yegâne  Tefsir-i
           Kur'ânî olduğu, enaniyetini Hakka feda eden Faziletperver İslâm Uleması
           tarafından  tasdik  ve  fevkalâde  bir  şekilde  takdir  ve  tahsin  edilmiş  ve
           edilmektedir. Elli sene evvel Bediüzzaman Said Nursî'nin Te'lifatındaki
           hususiyetler  ve  bir  bahr-i  umman  gibi  Onun  ilmî  Dehasıdır  ki;  Mısır
           matbuatında  "Bediüzzaman,  Fatînülasr'dır"  diye  yüksek  Ehl-i  İlme  hü-
           küm verdirmiştir.

               Bediüzzaman, mukabelesiz  hediye  kabul  etmemeyi  düstur-u hayat
   690   691   692   693   694   695   696   697   698   699   700