Page 690 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 690

692                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


              Risale-i Nur, Nuru yerleştirerek zulmeti izale ediyor; yok ediyor. İyi-
          yi öğreterek, fenayı fark ve tefrik ettiriyor ve vaz geçiriyor. Hakikatı Ders
          vermekle, bâtıldan kurtarıyor ve bâtıldan mahfuz kılıyor.

              Hülâsa-i  Kelâm:  Biz,  ancak  Nurlarla  meşgulüz..  biz  Mücevherat-ı
          Kur'aniye ile iştigal ediyoruz.. bizler, Kur'anın Kâinat vüs'atindeki elmas
          gibi  Hakikatlarına  çalışıyoruz..  bizler,  ancak  Bâki'ye  Hizmet  ediyoruz..
          bizler,  fâni  şeylere  emek  sarf  etmeyiz..  bizim,  Risale-i  Nur'la  olan
          Hizmet-i Îmaniyemiz, başka şeylerle iştigalimize ihtiyaç bırakmıyor.. her
          şeye kâfi geliyor...

              Elhasıl: Üstadımız Bediüzzamanla ve Risale-i Nur'la mücadele eden
          insafsız gizli Din düşmanları, acz-i mutlakla Ebede kadar mağlûbiyette-
          dirler.  Bediüzzaman  ve  Risale-i  Nur  ise, Ebediyen  muzaffer  ve muvaf-
          faktır.  Şahsı  çürütmeye  çalışmakla  Risale-i  Nur  çürütülemez.  Zira,
          Risale-i  Nur,  bizatihî  Hüccet  ve  Bürhandır.  O'nu  ve  O'nun  Müellifini
          çürütmeye  çalışanlar,  çürümeye  mahkûm  olmuşlardır.  Nümunesi,  tarih
          muvacehesinde  meydandadır;  ve  hem  de  çürüyeceklerdir.  Risale-i
          Nur'daki yüksek Hakikat, Risale-i Nur'u Ebede kadar payidar kılacaktır...

              Evet,  Nur  Talebeleri  ağır  ceza  mahkemelerinde  demişler  ki:  "Bizi
          Üstadımız Bediüzzamandan ve Risale-i Nur'dan ve bizi bizden ayıracak
          hiçbir  beşeri  kuvvet  yoktur."  Evet,  o  münafıkların  atomları  dahi  bu
          husus-ta  âcizdir.  Farz-ı  muhal  yapabilseler,  hatta  cesedimizi  öldürseler
          de,  Ruhumuz  Selâmet  ve  Saadetle  Ebediyete  gidecektir."  Hem  Üstadı-
          mızın  Mektubat  Mecmuasında  dediği  gibi  deriz:  "Birimiz  dünyada
          birimiz Âhirette, birimiz Şark'ta birimiz Garp'ta, birimiz Şimâl'de, birimiz
          Cenup'ta olsak; biz yine birbirimizle beraberiz."

              Üstadımız hiçbir mânevî makam iddia etmiyor. Başkaları tarafından
          kendine verilen büyük ve müstesna payeleri reddediyor. Fakat O'nun hal
          ve  ahvali,  fiiliyat  ve  harekâtı  O'nun  kim  olduğunu  anlamaya  ve  ispata
          kâfidir. Evet Bediüzzaman'ın ve Risale-i Nur'un Kur'an, Îman ve İslâmi-
          yet  Hizmetine  mâni  olabilmek  için  dünyayı  elinde  tutup  çevirecek  bir
          kuvvet lâzımdır.

              Hazret-i  Üstadımızın  idam  plânlarıyla  sevk  edildiği  mahkemedeki
          Müdafaatlarından,   Büyük   Müdafaat   Kitabından   bazı   Cümleler:
   685   686   687   688   689   690   691   692   693   694   695