Page 694 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 694

696                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


              İttihad-ı İslâmı  meydana  getirmek için  çalışan  Ehl-i  İslâma  yegâne
          çarenin Risale-i Nur olduğu mütehassıs zatlar tarafından kabul ve tasdik
          edilmektedir. Hem, bugünkü dünyadaki ihtilâfları halledecek olan; aklen,
          fikren  terakki  etmiş  yirminci  asır  İnsanlarına  Hak  ve  Hakikatı  anlata-
          bilecek  yepyeni  bir  ilmî  keşfiyatı  ve  bir  teceddüdü  Amerika'da,  Avru-
          pa'da hususan Almanya'da, taharri eden cereyanlar meydana gelmiş; eğer
          idrak edebilirler ve görebilirlerse, işte Risale-i Nur Külliyatı... Nitekim bu
          Hakikatın idrak edilmeye başlandığını gösteren emareler bahtiyar Alman
          Milleti içinde görülmektedir. (Hâşiye)

              Eski  zaman  Garp  feylesoflarının  çözemedikleri  ve  yeni  zaman
          feylesoflarının  da:  "Felsefe  henüz  bunu  halledememiştir"  dedikleri  dü-
          ğümler, Risale-i Nur'da, Kur'ânın Feyziyle Keşf ve halledilerek aklen ve
          mantıkan ispat edilmiştir. Şarkın dâhî hükemalarının kırk sahifede anlat-
          maya  çalıştıkları  müşküller,  Risale-i  Nur'un  bir  Sahifesinde  veciz  bir
          şekilde ifade edilmiştir.

              Bediüzzaman'ın 1935 senesinde idam edilmek üzere verildiği Ağır-
          ceza Mahkemesindeki Müdafaatından bir iki Cümle: "Risale-i Nur sön-
          mez, söndürülemez. Risale-i Nur, söndürülmek için üflendikçe parlayan
          bir Nurdur. Risale-i Nur, Tılsım-ı Kâinatın muammasını keşf ve halleden
          bir Keşşaftır."

              Hem,  Haşr-i  Cismanî  meselesinde,  hükemadan  İbni  Sina  gibi,
          meşhur bir dâhînin, "Haşir naklîdir, İman ederiz; Akıl bu yolda gidemez"
          dediği  bir  Hakikat,  Risale-i  Nur'da,  hem  umumun  istifade  edebileceği
          emsalsiz bir tarzda Kur'ânın Feyziyle aklen ispat edilmiştir.

              Dalâlet-alûd  avrupa  feylesoflarının  ve  sapkın  talebelerinin  bazı
          müteşabih  Âyât-ı  Kerîme  ve  Ehadîs-i  Şerifenin  zâhirî  mânalarını
          anlamayarak yaptıkları kasıtlı itirazlara, Risale-i Nur'da aklen, mantıkan
          cevablar  verilerek,  o  Âyetlerin  ve  o  Hadîslerin  birer  Mucize  oldukları
          isbat edilmiştir. Böylelikle de, bu zamanda fen ve felsefeden gelen dalâlet
          ve  şüpheleri  Risale-i  Nur  kökünden  kesmiştir.  Risale-i  Nur  bunu
          yaparken de müsbet bir usûl takib etmiştir.

              Risale-i Nur, fevkalâde müstesna bir edebî üstünlüğe maliktir.

              ------------------
              (Hâşiye): Avrupada  hıristiyanlar içinde  bir  tek  kasabada  altmışbeş adet  Sarıklı  Genç
          Nur Talebesinin çıkması, bunun bir nümunesidir.
   689   690   691   692   693   694   695   696   697   698   699