Page 86 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 86
88 BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
ِ ِ
ِ
ِ
ِ
... فيصلا ف م تع يض امل كرادَّتلاب مُكي عف َل
َ
َّ َ ْ ْ
ْ
ُ
َ
َ َ ْ
ُ
ْ َّ
İşte şimdi Hizmet vaktidir.
.........................................................................................
Elhasıl: İslâm (Hâşiye) uyandı ve uyanıyor. Fenalığı fena, iyiliği iyi
olarak gördüler. Evet, şu dereler aşairini tevbekâr eden işte bu Sırdır.
Hem de bütün İslâm yavaş yavaş bu istidadı almakta ve kesbetmektedir.
Lâkin sizler bedevi olduğunuzdan ve Fıtrat-ı Asliyeniz oldukça
bozulmamış olduğundan, İslâmiyetin Kudsi Milliyetine daha yakınsınız.
.........................................................................................
Seyahatımda beni tanımayanlar kıyafetime bakıp beni tacir
zannettiklerinden derlerdi ki:
S- Tacir misin?
C- Evet hem tacirim hem de kimyagerim.
S- Nasıl?
C- İki madde var mezcettiriyorum. Birinden tiryak-ı şâfi, birinden
elektrik-i muzi tevellüd eder.
S- Bunlar nerede bulunur?
C- Medeniyet ve Fazilet çarşısında; cephesinde İnsan yazılı, iki ayak
üstünde gezen sandık içinde ki; üstünde Kalb yazılan, ya siyah veya
pırlanta gibi parlak olan bir kutudadır.
S- İsimleri nedir?
C- İman, Muhabbet, Sadakat, Hamiyyet!...
Ceride-i Seyyare.. Ebu lâ-Şey.. İbn-üz-Zaman..
Ehu'l-Acâib.. İbn-ü Ammi'l-Garâib Said Nursî
* * *
Sonra Van'dan Şam'a gider. Şam Ulemasının ilhahı ve ısrarı üzerine,
Câmi-ül-Emevîde on bine yakın ve içerisinde yüz Ehl-i İlim bulunan
azim bir Cemaate karşı bir Hutbe irad eder. Bu Hutbe fevkalâde takdir ve
tahsin ile kabûle mazhar olur. Bilâhare, buradaki Hutbesi, "Hutbe-i
Şâmiye" namiyle tabedilmiştir.
------------------
(Hâşiye): Evet, kırk beş sene evvel söylenen bu sözü; Pakistan, Arabistan aşâiri dahi
hâkimiyet ve istiklâliyetlerini kazandıklarından, Eski Said'i bu Dersinde tasdik ediyorlar ve
daha da edecekler...