Page 84 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 84

86                                                                                        BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


          gürültühane olan asr-ı hâzır meclisine dâvet etsem. Acaba sağ tarafta saf
          tutan eski ecdadınız demiyecekler mi: "Hey mirasyedi yaramaz çocuklar!
          Netice-i hayatımız siz misiniz? Heyhat! Bizi akim bir kıyas ettiniz, bizi
          kısır  bırakdınız!"  Hem  de  sol  safında  duran  ve  şehristan-ı  istikbalden
          gelen evlâdlarınız, sağdaki ecdadlarınızı tasdik ederek demiyecekler mi
          ki:  "Ey  tenbel  pederler!  Siz  misiniz  hayatımızın  suğra  ve  kübrâsı?  Siz
          misiniz  şu  şanlı  Ecdadımızla  bizi  rabteden  rabıtamızın  hadd-i  evsatı?
          Heyhat...  Ne  kadar  Hakikatsız  ve  karıştırıcı  ve  müşâğabeli  bir  kıyas
          oldunuz."

              İşte ey bedevî göçerler (ve ey inkılâb softaları! *) Manzara-i hayâl
          (Hâşiye  -  1)  üstünde  gördünüz  ki,  şu  büyük  mitingde  iki  taraf  da  sizi
          protesto ettiler.

                                  (Cevaplardan Bir Kısım)

              Öyle  ise  ben  derim:  Hakikaten  sizin  harikulâde  Şecaate  istidadınız
          vardır. Zira; bir menfaat veya cüz'î bir haysiyet veya itibarî bir şeref için
          veya  "Filân  yiğittir."  sözlerini  işitmek  gibi  küçük  emirlere  hayatını
          istihfaf  eden  veya  ağasının  namusunu  isti'zam  için  kendini  feda  eden
          kimseler,  eğer  uyansalar  hazinelere  değer  olan  İslâmiyet  milliyetine,
          (Hâşiye  -  2)  yâni  üçyüz  milyon  İslâmın  Uhuvvetlerini  ve  mânevî
          yardımlarını kazandıran İslâmiyet Milliyetine, binler Ruhu da olsa, acaba
          istihfaf-ı hayat etmezler mi? Elbette hayatını on paraya satan, on liraya
          binler şevkle satar...

              Maatteessüf;  güzel  şeylerimiz,  gayr-i  müslimler  eline  geçtiği  gibi,
          güzel olan Ahlâklarımızı da yine gayr-i müslimler çalmışlar. Güya bizim
          bir kısım içtimaî Ahlâk-ı Âliyemiz, yanımızda revac bulmadığından, bize
          darılıp  onlara  gitmiş;  ve  onların  bir  kısım  rezâili,  kendileri  içinde  çok
          revac bulmadığından, cehaletimizin pazarına getirilmiş...

              Hem  büyük  bir  taaccüb  ile  görmüyor  musunuz  ki:  Terakkiyat-ı
          hâzıranın üssülesası ve belki Din-i Hakkın muktezası olan "Ben ölürsem;
          devletim,    milletim    ve    ahbablarım    sağdırlar."    gibi    Kelime-i

              ------------------
              (*) Sonradan ilâve edilmiştir.

              (Hâşiye - 1): Hayâl dahi bir simotoğraftır.

              (Hâşiye - 2): Milliyetimiz bir vücuddur. Ruhu İslâmiyet, Aklı Kur'an ve İmandır.
   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89