Page 798 - Yaratılış Atlası 1. Cilt
P. 798

Hücredeki Mucize ve Evrim Teorisinin Sonu


                       Darwin zaman›nda canl› hücresinin kompleks yap›s› bilinmiyordu. Bu nedenle dönemin evrimcileri, can-
                  l›l›¤›n nas›l ortaya ç›kt›¤› sorusuna "rastlant›lar ve do¤al olaylar " cevab›n› vermenin çok ikna edici oldu¤unu
                  sanm›fllard›.
                       Oysa canl›l›¤›n en küçük detay›na kadar inen 20. yüzy›l teknolojisi, hücrenin insano¤lunun karfl›laflt›¤› en

                  kompleks sistem oldu¤unu ortaya ç›kard›. Bugün hücrenin içinde; enerjiyi üreten santraller; yaflam için zorun-
                  lu olan enzim ve hormonlar› üreten fabrikalar; üretilecek bütün ürünlerle ilgili bilgilerin kay›tl› bulundu¤u bir
                  bilgi bankas›; bir bölgeden di¤erine ham maddeleri ve ürünleri nakleden kompleks tafl›ma sistemleri, boru

                  hatlar›; d›flar›dan gelen ham maddeleri ifle yarayacak parçalara ayr›flt›ran geliflmifl laboratuvar ve rafineriler;
                  hücrenin içine al›nacak veya d›fl›na gönderilecek malzemelerin girifl-ç›k›fl kontrollerini yapan uzmanlaflm›fl
                  hücre zar› proteinleri oldu¤unu biliyoruz. Bu sayd›klar›m›z hücredeki kompleks yap›n›n yaln›zca bir bölümü-
                  nü oluflturur.
                       Evrimci bir bilim adam› olan W. H. Thorpe, "canl› hücrelerinin en basitinin sahip oldu¤u mekanizma bi-

                  le, insano¤lunun flimdiye kadar yapt›¤›, hatta hayal etti¤i bütün makinalardan çok daha komplekstir" di-
                  ye yazar.  106
                       Hücre o kadar komplekstir ki, bugün insano¤lunun ulaflt›¤› yüksek teknoloji hala bir hücre üretememek-

                  tedir. Yapay hücre oluflturmak için yap›lan tüm çal›flmalar baflar›s›zl›kla sonuçlanm›flt›r. Öyle ki bugün, hüc-
                  renin üretilmesi hedefi bir yana b›rak›lm›flt›r ve art›k bu yönde çal›flma yap›lmamaktad›r.
                       Evrim teorisi ise, insano¤lunun tüm bilgi ve teknoloji birikimi ile yapmay› baflaramad›¤› bu sistemin, ilkel
                  dünyada "tesadüfen" olufltu¤unu öne sürer. Bu, bir örnek vermek gerekirse, bas›m evindeki bir patlamayla, te-
                  sadüf eseri bir ansiklopedinin bas›l›vermifl olmas›ndan çok daha düflük bir ihtimale sahiptir.
                       Buna benzer bir baflka benzetmeyi ‹ngiliz matematikçi ve astronom Sir Fred Hoyle, 12 Kas›m 1981'de Na-

                  ture dergisine verdi¤i bir demecinde yapm›flt›r. Kendisi de bir materyalist olmas›na ra¤men Hoyle, tesadüfler
                  sonucu canl› bir hücrenin meydana gelmesiyle, bir hurda y›¤›n›na isabet eden kas›rgan›n savurdu¤u parça-

                  larla tesadüfen bir Boeing 747 uça¤›n›n oluflmas› aras›nda bir fark olmad›¤›n› belirtir.             107  Yani, hücrenin tesa-
                  düfen oluflmas› mümkün de¤ildir ve mutlaka "yarat›lm›fl" olmas› gerekir.
                       Evrim teorisinin hücrenin nas›l var oldu¤u sorusunu aç›klayamamas›n›n en temel nedenlerinden biri, hüc-
                  redeki "indirgenemez komplekslik" özelli¤idir. Bir canl› hücresi, çok say›da küçük organelin uyum içinde ça-
                  l›flmas›yla yaflar. Bu parçalar›n biri bile olmasa, hücre yaflam›n› sürdüremez. Hücrenin do¤al seleksiyon ve

                  mutasyon gibi bilinçsiz mekanizmalar›n, kendisini gelifltirmesini bekleme gibi bir flans› yoktur. Dolay›s›yla
                  yeryüzünde oluflan ilk hücrenin, yaflam için gerekli tüm organel ve fonksiyonlara sahip, eksiksiz bir hücre ol-
                  mas› gerekmektedir. Bu, elbette söz konusu hücrenin yarat›lm›fl olmas› demektir.











































                796 Yarat›l›fl Atlas›
   793   794   795   796   797   798   799   800   801   802   803