Page 795 - Yaratılış Atlası 1. Cilt
P. 795

Harun Yahya




                                                              BÖLÜM 10















                                        EVR‹M‹N MOLEKÜLER ÇIKMAZI




















                        itab›n önceki bölümlerinde, fosil kay›tlar›n›n evrim teorisini nas›l geçersiz k›ld›¤›n› anlatt›k. Oy-

                        sa bunlar›n hiçbirini anlatmayabilirdik de. Çünkü evrim teorisi, fosiller yoluyla araflt›rd›¤›m›z
             K "türler aras› evrim" iddias›ndan çok daha önce çökmüfltür. Teoriyi henüz ilk aflamada anlams›z
             hale getiren ise, yeryüzündeki ilk canl› yaflam›n nas›l ortaya ç›kt›¤› sorusudur.

                 Evrim, bu soru karfl›s›nda, canl›l›¤›n tesadüfen meydana gelen bir hücreyle bafllad›¤›n› iddia eder. Se-
             naryoya göre, bundan dört milyar y›l kadar önce, ilkel dünya atmosferinde birtak›m cans›z kimyasal mad-
             deler tepkimeye girmifl, y›ld›r›mlar›n, sars›nt›lar›n etkisiyle kar›flm›fl ve ilk canl› hücre ortaya ç›km›flt›r.
                 Oysa, cans›z maddelerin biraraya gelerek canl›l›¤› oluflturabilecekleri iddias›, bugüne kadar hiçbir de-
             ney ya da gözlem taraf›ndan do¤rulanmam›fl, bilim d›fl› bir iddiad›r. Aksine, bütün bulgular, bir canl›n›n

             ancak yine bir baflka canl›dan türedi¤ini ispatlar. Her canl› hücre, bir baflka hücrenin ço¤almas›yla oluflur.
             Dünya üzerinde hiç kimse, en geliflmifl laboratuvarlarda dahi, cans›z kimyasal maddeleri biraraya getirip
             canl› bir hücre yapmay› baflaramam›flt›r.

                 Evrim teorisi ise, insan akl›, bilgisi ve teknolojisi sonucunda bile elde edilemeyen canl› hücresinin, ilkel
             dünya koflullar›nda rastlant›larla do¤du¤u iddias›ndad›r. ‹lerleyen sayfalarda bu iddian›n neden bilimin ve
             akl›n en temel prensiplerine ayk›r› oldu¤unu inceleyece¤iz.


                 "Rastlant›lar›n Do¤urdu¤u Hücre" Masal›

                 Bir canl› hücresinin rastlant›larla oluflabilece¤ine inanan bir insan, afla¤›da anlataca¤›m›z buna benzer
             bir hikayeye de kolayl›kla inanabilir. Bu, bir flehrin hikayesidir.

                 Varsayal›m ki bir gün çorak bir arazide kayalar›n aras›na s›k›flm›fl bir miktar killi toprak, ya¤an ya¤mur-
             lar sonucunda balç›k haline gelir. Balç›k, günefl aç›nca kayalar›n aras›nda kuruyup kat›lafl›r ve flekillenir. Da-
             ha sonra, kendisine kal›p görevi gören kayalar bir flekilde ufalan›p da¤›l›rlar ve ortaya düzgün, biçimli, sa¤-
             lam bir tu¤la ç›kar. Bu tu¤la senelerce, ayn› do¤al flartlarla yan›nda kendisi gibi baflka tu¤lalar›n oluflmas›-

             n› bekler. Bu bekleyifl, ayn› tu¤ladan ayn› yerde yüzlercesinin, binlercesinin oluflmas›na dek as›rlarca sürer.
             Bu arada büyük bir rastlant› eseri, önceden oluflan tu¤lalarda hiçbir kay›p olmaz. Binlerce sene f›rt›nalara,
             ya¤murlara, rüzgarlara, kavurucu günefle, dondurucu so¤u¤a maruz kalan tu¤lalar, parçalanmaz, çatla-
             maz, baflka yerlere savrulup da¤›lmaz, ayn› yerde ve ayn› sa¤laml›kta di¤er tu¤lalar› beklerler.

                 Tu¤lalar yeterli say›ya ulafl›nca, rüzgar, f›rt›na, hortum gibi do¤al flartlar›n etkisiyle savrulur ve tesadüf
             eseri yanyana ve üstüste planl› bir biçimde dizilip bir bina kurarlar. Bu arada tu¤lalar› birbirine yap›flt›ra-
             cak çimento, harç gibi malzemeler de "do¤al flartlar"la oluflup kusursuz bir plan içerisinde tu¤lalar›n aras›-
             na girer ve bunlar› birbirlerine kenetlerler. Bütün bu ifllemler bafllarken topra¤›n alt›ndaki demir filizleri de

             "do¤al flartlar"la flekillenip topra¤›n d›fl›na uzanarak tu¤lalar›n oluflturaca¤› binan›n temelini atarlar. Sonuç-





                                                                                                                          Adnan Oktar    793
   790   791   792   793   794   795   796   797   798   799   800