Page 805 - Yaratılış Atlası 1. Cilt
P. 805
Harun Yahya
Bu ih ti mal de, pro te in de ki her ami no asi tin sol-el li ol ma sı ih ti ma li ile he men he men ay nı dır. Ya ni, yi ne
400 ami no asit lik bir pro te ini ele ala cak olur sak, bü tün ami no asit le rin ken di ara la rın da yal nız ca pep tid ba -
ğıy la bir leş me le ri ih ti ma li 2 'da 1 ih ti mal dir.
399
Gerekli Tüm Koşullar Mevcut olsa bile bir Protein Oluşamaz
Bazı insanlar olaylara genel bir bakış açısıyla bakamayıp yüzeysel bir şekilde ele aldıkları ve bu neden-
le protein oluşumunu da basit bir kimyasal reaksiyon olarak değerlendirdikleri için, “amino asitler reaksi-
yon yoluyla bir araya gelerek proteinleri oluştururlar” gibi gerçek dışı bir çıkarım yapabilmektedirler. Ne
var ki, cansız bir yapı içerisinde tesadüfen meydana gelen kimyasal reaksiyonlar sadece basit ve ilkel deği-
şikliklere sebep olabilir. Bu reaksiyonların sayısı önceden belirli ve kısıtlıdır. Az çok daha karmaşık kimya-
sal bir maddenin meydana gelmesi için çok büyük fabrikalar, kimyasal tesisler ve labratuvarlar gerekir.
Günlük hayatımızda ilaç ve pek çok diğer kimyasal madde tam olarak bu şekilde üretilmektedir. Proteinler
ise endüstriyel olarak üretilen bu kimyasallardan çok daha karmaşık yapılara sahiptirler. Bu nedenle, her
bir parçası belli bir düzen içerisinde yer alan ve her biri birer yaratılış harikası olan proteinlerin gelişigüzel
kimyasal reaksiyonlarla meydana gelmesi mümkün değildir.
Proteinler konusunu özetlemek gerekirse;
• Tek bir proteinin oluşması için yaklaşık 100 özel proteine ihtiyaç vardır.
• Protein sentezi için gerekli olan bu enzimlerin (proteinlerin) tek bir tanesinin bile eksik olması duru-
munda protein oluşmayabilir.
• Bu 100 enzimin aynı anda bulunması yeterli değildir; aynı zamanda enzimlerin hepsinin hücre içeri-
sinde belli bir bölgede ( çekirdek içerisinde belli bir bölgede) bulunması gerekir.
• Proteinin oluşması için gereken enzimleri DNA üretir. DNA kopyalanması için de proteinler gerekir.
Darwin, teorisini ortaya atarken
türlerin çeşitliliğinin mantığını açık-
layamamıştı. Açıklayamazdı da,
çünkü Darwin'in DNA'dan haberi
yoktu. Darwin ne genetik, ne biyo-
matematik, ne de mikrobiyoloji
biliyordu. Bu bilim dalları,
Darwin'in yaşadığı dönemde var
olmadığından zaten bunları bilme-
sine de imkan yoktu. Darwin,
sahip olduğu kısıtlı imkanlar ile
canlılardaki benzerliklere daya-
narak hayali çıkarımlar yapmıştı.
Yukarıdaki bilim dalları henüz or-
taya çıkmadığından hücre hakkın-
da bir çalışma yapmasına da
imkan yoktu. Bu bakımdan evrim
teorisinin iddialarının ortaya
atıldığı dönem, cehaletin boyut-
larını görmek açısından oldukça
önemlidir.
Adnan Oktar 803