Page 814 - Yaratılış Atlası 1. Cilt
P. 814
Mucize Molekül DNA
Buraya kadar incelediklerimizin gösterdi¤i gibi, evrim teorisi moleküler düzeyde tam bir aç-
mazdad›r. Amino asitlerin oluflumu evrimciler taraf›ndan hiçbir flekilde ayd›nlat›lamam›fl-
t›r. Proteinlerin oluflumu ise bafll› bafl›na bir muammad›r. Üstelik, sorun yaln›zca ami-
no asit ve proteinlerle s›n›rl› kalmaz; bunlar sadece bir bafllang›çt›r. Bunlar›n da öte-
sinde as›l olarak, hücre denen mükemmel canl› evrimciler aç›-
s›ndan dev bir ç›kmaz oluflturur. Çünkü hücre yaln›zca
amino asit yap›l› proteinlerden oluflmufl bir y›¤›n de-
¤ildir. Yüzlerce geliflmifl sistemi bulunan, insano¤-
lunun halen tüm s›rlar›n› çözemedi¤i karmafl›k-
l›kta bir canl›d›r. Oysa evrimciler, de¤il bu sis-
temlerin, hücrenin yap›tafllar›n›n bile nas›l
Vücuttaki 100 trilyon hücrenin
her birinin çekirde¤inde bulunan meydana geldikle-
DNA adl› molekül, insan vücu- rini aç›klaya-
dunun eksiksiz bir yap› plan›n›
içerir. Bir insana ait bütün özel- mazlar.
liklerin bilgisi, d›fl görünümün-
den iç organlar›n›n yap›lar›na
kadar DNA'n›n içinde özel bir
flifre sistemiyle kay›tl›d›r.
Canl›l›¤›n kökenini rastlant›larla aç›klama gayretindeki
evrim teorisi, hücredeki en temel moleküllerin varl›¤›na bile tu-
tarl› bir izah getirememiflken, genetik bilimindeki ilerlemeler ve
nükleik asitlerin, yani DNA ve RNA'n›n keflfi, teori için yepyeni ç›k-
mazlar oluflturdu. 1955 y›l›nda James Watson ve Francis Crick adl› iki bi-
lim adam›n›n çal›flmalar› DNA'n›n son derece kompleks yap›s›n› ve yarat›l›-
fl›n› gün ›fl›¤›na ç›kard›.
Vücuttaki 100 trilyon hücrenin her birinin çekirde¤inde bulunan DNA adl› molekül, insan vücudunun ek-
siksiz bir yap› plan›n› içerir. Bir insana ait bütün özelliklerin bilgisi, d›fl görünümünden iç organlar›n›n yap›-
lar›na kadar DNA'n›n içinde özel bir flifre sistemiyle kay›tl›d›r. DNA'daki bilgi, bu molekülü oluflturan dört
özel molekülün dizilifl s›ras› ile kodlanm›flt›r. Nükleotid (veya baz) ad› verilen bu moleküller, isimlerinin bafl
harfleri olan A, T, G, C ile ifade edilirler. ‹nsanlar aras›ndaki tüm yap›sal farklar, bu harflerin dizilifl s›ralama-
lar› aras›ndaki farktan do¤ar. Bu, dört harfli bir alfabeden oluflan bir tür bilgi bankas›d›r. DNA'daki harflerin
dizilifl s›ras›, insan›n yap›s›n› en ince ayr›nt›lar›na dek belirler. Boy, göz, saç ve cilt rengi gibi özelliklerin yan›-
s›ra, vücuttaki 206 kemi¤in, 600 kas›n, 10.000 iflitme siniri a¤›n›n, 2 milyon optik sinir a¤›n›n, 100 milyar sinir
hücresinin ve 100 trilyon hücrenin planlar› tek bir hücrenin DNA's›nda mevcuttur. E¤er DNA'daki bu gene-
tik bilgiyi ka¤›da dökmeye kalksak, yaklafl›k 500'er sayfal›k 900 ciltten oluflan dev bir kütüphane olufltur-
mam›z gerekir. Ama bu inan›lmaz hacimdeki bilgi, DNA'n›n "gen" ad› verilen parçalar›nda flifrelenmifltir.
DNA Neden Tesadüfen Oluflamaz?
Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta vard›r. Bir geni oluflturan nükleotidlerde meydana gelecek bir
s›ralama hatas›, o geni tamamen ifle yaramaz hale getirecektir. ‹nsan vücudunda yaklafl›k 30 bin gen bulundu-
¤u düflünülürse, bu genleri oluflturan milyonlarca nükleotidin do¤ru s›ralamada tesadüfen oluflabilmelerinin
kesinlikle imkans›z oldu¤u görülür. Evrimci bir biyolog olan Frank Salisbury bu imkans›zl›kla ilgili olarak
flunlar› söyler:
Orta büyüklükteki bir protein molekülü, yaklafl›k 300 amino asit içerir. Bunu kontrol eden DNA zincirinde ise, yak-
lafl›k 1000 nükleotid bulunacakt›r. Bir DNA zincirinde dört çeflit nükleotid bulundu¤u hat›rlan›rsa, 1000 nükleotid-
lik bir dizi, 4 1000 farkl› flekilde olabilecektir. Küçük bir logaritma hesab›yla bulunan bu rakam ise, akl›n kavrama s›-
n›r›n›n çok ötesindedir. 127
812 Yarat›l›fl Atlas›