Page 813 - Yaratılış Atlası 1. Cilt
P. 813
Harun Yahya
Sydney Fox ve di¤er araflt›rmac›lar, çok özel
›s›tma teknikleri kullanarak, dünyan›n ilk de-
virlerinde hiç var olmam›fl flartlarda amino
asitleri "proteinoidler" ad› verilen bir flekilde,
birbirine ba¤lamay› baflarm›fllard›r. Bununla
beraber bunlar, canl›larda bulunan çok dü-
zenli proteinlere hiç benzememektedir. Bun-
lar, hiçbir ifle yaramayan, düzensiz lekelerden
baflka bir fley de¤ildirler. ‹lk devrelerde bu
moleküller e¤er gerçekten meydana gelmifl-
lerse bile, bunlar›n parçalanmamalar› müm-
kün de¤ildir.
Cans›z Madde Canl›l›k Oluflturm
z
a
Dahas›, bu düzensiz amino asit y›-
¤›nlar›n›n bile ilkel atmosferde yaflama
ihtimali yoktu. Dünyan›n o günkü flart-
lar›nda yeryüzüne ulaflan yo¤un ultra-
viyole ›fl›nlar› ve kontrolsüz do¤a koflullar›n›n do¤urdu¤u zararl›, tahrip edici fiziksel ve kimyasal etkenler,
bu proteinoidlerin dahi varl›klar›n› sürdürmelerine imkan vermeden parçalanmalar›na neden olacakt›.
Amino asitlerin ultraviyole ›fl›nlar›n›n ulaflamayaca¤› flekilde suyun alt›nda bulunmalar› ise, Le Châtelier
prensibi nedeniyle, söz konusu de¤ildi. Bu veriler ›fl›¤›nda bilim adamlar› aras›nda, proteinoidlerin hayat›n
bafllang›c›n› oluflturan moleküller olduklar› fikri giderek etkisini kaybetti.
Evrimcilerin Miller Deneyi, Fox Deneyi gibi çabalar›nda ispat etmeye çal›flt›klar› iddia, cans›z mad-
denin kendi kendini düzenleyip, organize edip, kompleks bir canl› varl›k meydana getirebilece¤i yö-
nündeki inançt›r. Bu kesinlikle bilime ayk›r› bir inançt›r, çünkü bütün gözlem ve deneyler, madde-
nin böyle bir yetene¤i olmad›¤›n› göstermektedir. Ünlü ‹ngiliz astronom ve matematikçi Sir Fred
Hoyle maddenin kendi kendine hayat oluflturamayaca¤›n› flöyle bir örnekle anlat›r:
E¤er gerçekten maddenin içinde, onu yaflama do¤ru iten bir iç-prensip olsayd›, bunun bir labora-
tuvarda kolayl›kla gösterilebilmesi gerekirdi. Örne¤in bir araflt›rmac›, ilkel çorbay› temsil eden bir
yüzme havuzunu deney için kullanabilirdi. Böyle bir havuzu istedi¤iniz her türlü cans›z kimyasalla
doldurun. Ona istedi¤iniz her türlü gaz› pompalay›n, ya da üzerine istedi¤iniz her türlü radyasyonu
verin. Bu deneyi bir y›l boyunca sürdürün ve (hayat için gerekli olan) 2000 enzimden kaç tanesinin
sentezlendi¤ini kontrol edin. Ben size cevab› flimdiden vereyim ve böylece bu deneyle zaman›n›z›
harcamay›n: Kesinlikle hiçbir fley bulamazs›n›z, belki oluflacak birkaç amino asit ve di¤er basit kim-
yasal maddeler d›fl›nda. 1
Evrimci biyolog Andrew Scott ise ayn› gerçe¤i flöyle kabul etmektedir:
Biraz madde al›n, kar›flt›r›n, ›s›t›n ve bekleyin. Bu, hayat›n kökeninin modern versiyonudur. Yerçe-
kimi, elektromanyetizma, zay›f ve güçlü nükleer kuvvetler gibi "temel" güçler gerisini halledecek-
tir... Peki ama bu kolay hikayenin ne kadar› sa¤lam temellere oturmaktad›r ve ne kadar› umuda da-
yal› spekülasyonlara ba¤l›d›r? Gerçekte, ilk kimyasal maddelerden canl› hücrelere kadar giden afla-
malar›n bütün mekanizmalar› ya tart›flma konusudur ya da tamamen karanl›k içindedir. 2
1 Fred Hoyle, The Intelligent Universe, New York: Holt, Rinehard & Winston, 1983, s. 256.
2 Andrew Scott, "Update on Genesis", New Scientist, Vol. 106, 2 May›s 1985, s. 30
Adnan Oktar 811