Page 27 - BİLGE ÇINAR FULL son.cdr
P. 27

Çınar Röportaj   SAMİYE AKSAN...  ŞEHİDİME MEKTUP...                               Yazar Fidanlar






 olumsuzluğa rağmen derslerimi hiç aksatmadım. Öğrenmek isteyenler öncelikle bu sanata aşk duymalı.
 Çok sevmeli, çok çalışmalı, fedakarlıkta bulunmalı. Aklıyla, fikriyle, yüreğiyle yani her şeyiyle kendini bu
 sanata verebilmeli. Biz hattatlar yazmak için oturduğumuzda tüm dünyayla bağlantımızı keseriz, zamanın
 nasıl geçtiğini bile anlamayız.

    Ben  çocukken  geçirdiğim  bir  kazadan
 sonra  sağ  elimi  kullanamadım.    Sol  elimle
 yazmayı sonradan öğrendim ve hat sanatını da
 bu şekilde devam ettiriyorum.
 İnsan gerçekten isterse her şeyi yapabilir.
    Bir sanatçı olarak kendiniz ve
 sanatınız için beklentileriniz nelerdir?
    Bu sanatı icra eden hocalar belli bir
 yaşa geldikten sonra kenara itiliyorlar. Kendi
 başlarına özel ders veriyorlarsa ancak o      Söze  nasıl  başlayacağımı  bilemiyorum.    memlekete  her  gittiğimizde  ilk  önce  Sarıkamış
 kadar. Fakat öğrenciden para alarak ders                      Allahuekber  Dağları  arasından  geçeriz.
 vermek bana ters geliyor. Bu yüzden önceleri   Yüreğim  titriyor,  ellerim  titriyor.    Düşünüyorum
 evimi atölyeye çevirip ücretsiz olarak ders   şimdi; ben şehit abime, yiğit abime, aslan abime,    Sarıkamış'ta  çok  büyük  bir  şehit  anıtı  vardır.
 verdim.  Ama hayat şartları emeğinin karşılığını almayı gerektiriyor. Hâl böyle olunca da Halk Eğitim   kahraman abime sevgimi ve minnet duygumu nasıl   Şehitlerimizin adları, onun üzerinde yazılı: Hüseyin,
 Merkezlerinde kurslar vermeye başladım. Fakat altmış altı yaşıma gelince kanun gereği öyle   Hasan,  Ahmet,  Şerif,  Mehmet,  İbrahim  ve  daha
 merkezlerde ders veremez oldum.  Hat sanatı istisna sanatlar içerisinde yer alması gerekirken ne yazık   anlatırım?  O  kadar  yoğun  ve  karışık  duygular  ki   niceleri… Ben sizin isimlerinizi okurken annem ve
 ki o konumda değil şu an. Biz yaşımız kaç olursa olsun, bildiklerimizi aktarıp öğrenci yetiştirmek  için   gözyaşlarıma hâkim olamıyorum.  babam  sizin  için  hep  dua  okur.  Annemden
 çırpınan insanlarız. Ne yazık ki tam piştiğimiz dönemde bu işi yapamıyoruz. Hükümetin bizim önümüzü   “Şehit abim” diyorum. Çünkü ben daha on iki   dinleyince  sizin  hikâyenizi  karı  çok  sevmeme
 açmasını ve ardımızda yetişmiş insanlar bırakmamıza yardımcı olmasını çok isterim. Aksi takdirde bu   yaşındayım  ve  sizlerle  kan  bağım  olmasa  da  can   rağmen  bir  anda  kardan  soğudum.  Çünkü  kar;
 öğrendiklerimizi mezara götürürüz ve biz sanatçılar bunu istemiyoruz ama çalışmamıza da izin   bağım var, biliyorum. Sizler; vatan uğruna, milleti   şehidimi  kefen  gibi  sarmış,  kıymış  şehidime,
 verilmiyor. Bu konuda hepimiz dertliyiz.  u ğ r u n a   h a y a t l a r ı n ı   f e d a   e d e n   üşütmüş onu.
    Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?  Mehmetçiklerimizsiniz.  Sizin  sevginizin  bu  küçük   Vatanımızın doğusunda da batısında da
    Ben bu sanata aşk ettim. Allah beni bu sanattan ayırmasın. Ölürsem de elimde kalemimle ölmek   kalbimde çok büyük bir yeri vardır, bilesiniz.   her yerinde şehitlerimiz var.  Mehmet Akif'in
 istiyorum.   Biliyor  musun  şehit  abim?  Doğrusunu          dizelerinin ne demek istediğini şimdi daha iyi
       yazmak  gerekirse  “şehitlik”    kavramının  yaşım      anlıyorum.
       itibarıyla bu kadar büyük olduğunu anlamamışım.
    Samiye Hoca, bize sadece hat sanatı değil “hayatı yaşama sanatı”na dair de çok şey söylüyor   Yeni yeni anlıyorum ki sizler çok yüce, şanı büyük,      “Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı,
 aslında. Pes etmemenin, istenildiğinde her şeyin başarılabileceğinin, işini “aşk”la yapmanın getirdiği   sevgisi büyük can abilerimizsiniz.    Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.”
 huzurun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor bize. Özellikle de son cümlesi sanata duyduğu aşkın,   Sizin şehadet haberlerinizi televizyonlardan   Allah  sizden  razı  olsun  şehidim.  Anneme
 yaşama olan bağlılığının en güzel kanıtı!                     sizlere  mektup  yazdığımı  söylediğimde  çok
       alıyoruz.    Annemin  ağlamaları,  babamın  elini
       yüzüne koyup haber programlarını izlemeleri… Ben        duygulandı,  ağladı.  Dedi  ki  “Ben  namazlarımın
    “Ölürsem de elimde kalemimle ölmek istiyorum!”  de çok üzülüyorum ama size dua etmekten başka   ardından  kuzularım  için  duamı  eksik  etmiyorum.
    Sanatınızla hep var olun hocam.   bir şey gelmiyor elimden. Bir kez daha anladım ki   Haberleri olsun, onları Rabbime emanet ediyorum.”
                                                                      Biliyorum;  sizlere  olan  sevgimi,  saygımı,
       sizler ne kadar yüce insanlarsınız. Vatan için, bizler   minnetimi,  duygularımı  bir  mektuba  sığdıramam.
                               Hicran ERTAŞ GÜVEN  için  anadan,  babadan,  çocuklarınızdan,   Mekânınız cennetin en güzel yeri olsun. Size büyük

                         Hüdaverdi Aydın Ortaokulu Türkçe Öğretmeni  sevdiklerinizden vazgeçip ölüme gitmişsiniz. Bizler   vefa  borcumuz  var.  Sizi  hiçbir  zaman
       size minnettarız. Ben kendi adıma söz veriyorum,        unutmayacağım.  Hatıranızı  gönlümde,  evimde,
       büyüyüp  bir  meslek  sahibi  olunca  vatanım  ve       okulumda  yaşatmaya  gayret  edeceğim.  Sizleri,
       milletim için hep güzel şeyler yapacağım. Sizlerin      bizden  çok  seven  Rabbime  emanet  ediyorum.
       emanetine Allah'ın izniyle hep sahip çıkacağım.         Ellerinizi hasretle, minnetle öpüyorum.

              Şehit  abim,  benim  babam  Karslı  ve  biz             Selam ve duayla…
                                                                            Elif İrem KARIK
 26                                                                                                            27
                                                               Hüdaverdi Aydın Ortaokulu 6. Sınıf Öğrencisi
   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32