Page 28 - Bursa
P. 28
yazının kapsamında olan ve içeriği
zenginleştiren hususlar.
Bu makalemizde Milli Mücadele sıra-
sında Yunanlılara karşı Kızık köyle-
rinin direnişini tamamen aktaracak
değiliz. Bu anı-yazıdan sadece küçük
bir kesit paylaşmak istiyoruz. Dire-
niş ve savaş sırasında yaşananları
anbean kaleme alınmasının, aslında
günümüzde bazı haber kanallarının
savaş cephesinden naklen yayın
yapması kadar değerli olduğunu
düşünüyoruz.
Artık sizi bu muhteşem savaş
günlüğünün kısa bir bölümünde
yer alan çarpıcı satırlarla başba-
şa bırakıyorum:
…Güneş doğmak üzere idi. Or-
talıkta sessizlik mevcuttu. Bu
sessizliği düşman bataryaları
bozdu. Düşman topçuları
Işıklar’dan, İstasyon’dan, Top-
hane’den mütemadiyen kendi
istikametlerine tesadüf eden
karşıki bayırları dövmekte idi.
Düşman topçusu Kestel’den
şoseyi takiben şehre doğru
ilerlemekte olan süvari bir-
liklerimizi dövmekte idi.
Dürbünlerden istifadeyle
atılan toplar süvarilerimizin
içine düşerek birkaç süvarimizin şehid ço-
olmasına sebep oldu. Merhum babam cuklar, hepimi-
Ahmet gözlerini oradan ayıramıyordu. zin de gözü önündeki bu vaziyeti rı
Yüzüne baktığımda gözlerinden akan görüyorsunuz. Canımızı, namusumu- arasında
yaşların sakalından boncuk gibi ak- zu, Türk milletinin şeref ve haysiyetini mevzi almıştı. Bu keyfiyeti, or-
makta olduğuna şahit oldum. “Baba müdafaa etmekte olan Türk evlâtla- dumuza raporla bildirmiş bulunuyor-
daha bekleyecek miyiz?” diyecek ol- rımızın birkaçı şehid oldu. Bunlar da duk. Raporumuzu götüren Hüseyin’in,
dum. O daha evvel söze başladı: “Bakın ana-baba evlâdıdırlar. Vatan ve millet süvarilerimize doğru gitmekte oldu-
için öldüler”. Hepimizin gözü önünde ğunu gören süvari kumandanı, ken-
olup biten bu hadisenin teessüründen disine gelmek isteyen adamı bekledi
kalben ağlıyorduk. Babam Ahmet’in ve raporu Hüseyin’den aldı. İki süvari
sözleri hepimizi heyecana getirerek neferinin geriye doğru süratle gönde-
derhal harekete geçmek istedik. İleri- rildiği anlaşılıyordu. Raporumuz cephe
sini, gerisini görecek yaşta değildik. 17 kumandanına verildiği andan itibaren
yaşında idim. “Acele etmeyin” ihtarın- artık yanlışlığa meydan verecek mese-
da bulundu. Bir rapor hazırlanıyordu. le ortadan kalkmış olacaktı. Düşman
Bunda, bizlerin Işıklar cephesinden topçusu, süvarilerimizi devamlı şekilde
düşmana taarruz edeceğimizden bah- taciz ediyordu. Düşmanın, top ateşini
sedilmekte idi. Bir yanlışlık neticesi sağa sola dağınık şekilde ateş etmesi,
iki ateş arasında kalmamak cihetini piyadelerimizin de taarruza geçtiği-
temin ediyordu. Raporu mahalline ni gösteriyordu. Mevzi alan düşman
götürecek olan Değirmenlikızık kö- piyadesi ile süvarilerimiz arasında
yünden Hüseyin isminde bir arkadaştı. harp başlamış idi. Bu olayları Kaplı-
Hüseyin, Rum’dan dönme idi. Çok sü- kaya sırtlarından tarassut ediyorduk.
ratli gitmesi lâzım geliyordu. Süvarile- Merhum babam Ahmet, “Hazır olun”
rimizin Hacıvat köprüsünü geçmeden emrini verdi. İşte bizim için en mesut
verilmesi lâzım idi, aksi takdirde rapo- gündü, çünkü düşmanla karşı karşıya
run süvarilerimize verilmesine imkân mücadele edecektik.
yoktu. O sahalar düşman topçusunun Planımız şöyle idi: Ordumuzu taciz
ateşi altında idi. eden Işıklar’daki düşman bataryala-
Düşman piyadesi Hacıvat ile Duaçına- rını bir an evvel susturmak ve şehirde
24