Page 25 - Bursa
P. 25
da bülbül vatan ve hürriyet yurdu”dur. Bu yüzden bir emanettir acı da olsa bu durum şiirle
kavramlarının sembolü olarak yer ama biz onu koruyamamışızdır: “En ebedileştirdiği için Bursa böyle bir
alır. Aynı zamanda Bülbül’ü Akif, şevketli bir mazi serap olmuş”tur. Şair şiire konu olmaktan dolayı Akif’e
Bursa’yı da gül olarak düşünmek bunu söyledikten sonra doğrudan borçludur diye düşünmekteyim.
de ihtimal dışı yorum olarak Bursa’ya atıflara başlar: Hem bu borcun ödenmesi, hem
görülmemelidir. Buna göre bülbül de tarihindeki bu elim hadisenin
“Ne zilletir ki:Nakus inlesin beyninde
yani Akif, vatanı Bursa’nın işgalinden unutulmaması adına Tophane’de
Osman’ın
duyduğu üzüntüyü dile getirmektedir. uygun bir yere bu şiir nakşedilmeli,
Ezan sussun fezalardan yadı silinsin Bursa’nın kurtuluş bayramında
Bülbül şiiri her şeyden önce bir
Mevlana’nın bu mekânda okunmalıdır. Böylece
muhasebe şiiridir. Şair, tenha bir
Osman ve Orhan Gazi ile birlikte
vakitte içinde bulunduğu ruh …
Akif’i de hatırlayarak ona da bir
halinden (şair bu durumu bunalmak
Çökük bir kubbe kalsın ma’bedinden Fatiha gönderilmiş ve mazideki bu
olarak ifade ediyor) kurtulmak için
Yıldırım Han’ın matem sayfası da unutulmamış olur.
kırlara çıkar. Ona acı veren “muhitin
Zira Tanpınar’ın da dediği gibi biz
mevcut hali”dir. Her taraftan feryat Şenaatlerle çiğnensin muazzam kabri
istesek de istemesek de “Mazi daima
sesi duyulmaktadır. Şair, böyle bir Orhan’ın”
konuşur”. İşte Akif’in Bursa’ya dair
atmosferde “mazi”yi hatırlar. Tam
Bu mısralar doğrudan Bursa’nın konuşmasıdır Bülbül şiiri.
onunla ilgili bir şeyler söyleyecekken
işgalini ve ondan duyulan derin
bir bülbülü görür yahut sesini duyar.
üzüntüyü dile getirmektedir.
Şiirin bundan sonrası ona hitap
Bunların ardından açıyı biraz daha
şeklinde gelişir. İlk olarak bülbülün
genişleterek bütün bir yurtta olup
feryadına bir anlam veremediğini
bitenlere “Yıkılmış hanümanlara”,
söyler. Zira onun “eşi”, “aşiyanı”,
“sürünen insanlara”, “yere serilmiş Kaynakça
“yurdu”, baharı” vardır. Yuvası
gövdelere”, “katledilen insanlara” da
yüksekçe bir yerdedir. Çiğnenme Eşref Edib, Mehmed Akif, Hayatı,
temas etikten sonra son söz olarak
ihtimali yoktur. Öyleyse bu feryat Eserleri ve Yetmiş Muharririn
“Benim hakkım sus ey bülbül, senin
nedendir? Bunu ona yakıştıramaz Yazıları, Hz. Fahreddin Gün, İstanbul,
hakkın değil matem” diyerek tekrar
ve “Hayır, matem senin hakkın 2010
bülbüle seslenir. Şiir, böylece şair,
değil… Matem benim hakkım” der
bülbül metaforundan hareketle İlhan yardımcı, Şehirler Sultanı Bursa,
ve ardından da sebebini açıklamaya
Bursa’nın işgalinden duyduğu derin İstanbul, 2005
başlar. Şairin yurdu asırlardır
üzüntüyü dile getiren bir metin
saldırı ve işgal altındadır. Kendisi de Mehmet Akif Ersoy, Safahat, Hz.
olarak hem Mehmet Akif’in hem
yurdunda “hanümansız bir serseri” Ömer Rıza Doğrul, Ertuğrul Düzdağ,
de Türk edebiyatının en değerli
durumuna düşmüştür. İstanbul, 1981
metinleri arasına girer.
Şair, bu tespiti yaptıktan sonra Sonuç yerine Mustafa Kara, İstiklalimizin Bülbülü,
önce “Serapa Garba çiğnettim Mustafa kara, Anakara, 2015
de çıktım hak-i ecdadı” diyerek Pek çok şehir, acılarına ağıt yakan
kendini sorgular. Ardından maziden ve haline feryat eden bir şaire Mümtaz Şükrü Eğilmez’in Hatıraları,
sayfalar açar. Çiğnettiğimiz bu yurt sahip olamaz. Akif, Bursa için Millî Mücadele’de Bursa, Yayına haz.
“Selahaddin Eyyübilerin, Fatihlerin bunu yapmış bir şairdir. Hikâye İhsan İlgar, Tercüman Yay. İstanbul,
1981
21