Page 22 - Bursa
P. 22

Tempo Dergisi, Kurtuluş Destanı Özel Eki'nde yayınlanan fotoğraf, Mayıs 2009
           altı yüz senedir gönül verdiği Türkün   fısıldayan türbesi, şimdi harap bir   Bülbül’ün matemi
           sesinden uzak yabancı bayrakların   mezarlıktan başka bir şey değil, belki
                                                                               İşte bütün bu elim hadiseler,
           gölgesinde sıtmalı bir halde kurtuluş   de bir penceresi bir Ayasofya eder
                                                                               herkesi çok üzmekle beraber en
           yolunu bekliyor. Kara Osman’ın,   denen Türk mabetleri yıkılıyor.”
                                                                               çok da Mehmet Akif’i üzdü. Nasıl
           Keşişin yamaçlarına yüksekten bakan
                                             Milli Mücadelenin merkezi olan    üzmesin ki o bir vatan şairiydi.
           türbesi artık bu, yeşil Türk beldesine
                                             Ankara’da ise durum daha büyük bir   Ömrü boyunca önce Balkanlarda
           başını uzatamaz. Başının üstünde
                                             üzüntüye sebep oldu. 10 Temmuz    kaybedilen topraklara ağıt yakmıştı.
           parlayan bir Yunan satırı asılı. Günde
                                             1920’de TBMM’de gündeme geldi.    Oralar kaybedildikten sonra sıra
           beş defa bu fâni, toprak adamlarına
                                             Meclis başkanlığına verilen bir   işgale uğrama Anadolu’ya gelmişti.
           ilk ümit sesini veren vakur minareler,
                                             önerge ile oturuma yirmi dakika ara   Akif, şiirleriyle, vaazlarıyla kurtuluş
           minarelerinde cihat hutbeleri
                                             verildi. Mustafa Kemal’in talimatıyla   mücadelesinde yerini almış
           okunan camiler belki bir keyif için,
                                             meclis kürsüsüne “Pûşide-i Siyah”   “İslâm’ın son yurdu” dediği bu son
           bir eğlence için atılan bomba ve silâh
                                             olarak bilinen siyah bir örtü örtüldü.   toprak parçasının kurtuluşu için
           seslerinin aksiyle inliyor. Nilüfer
                                             Bu örtü, Bursa düşman işgalinden   evini, ailesini terk ederek şimdi
           Sultan’ın asırlardır sönmeyen aşk
                                             kurtulana kadar orada kaldı. Aynı   de Ankara’ya gelmiş, mücadeleye
                                             gün Burdur Mebusu İsmail Suphi    buradan destek olmaya çalışıyordu.
                                             Bey de Yunanlıların Bursa’da yapmış
                                                                               Böylesi elim hadiselerin ilk etkisi
                                             oldukları mezalim hakkında bir
                                                                               derin bir üzüntü ardından ise
                                             önerge verdi, bir de konuşma yaptı:
                                                                               isyandır. Bu Akif için de böyle
                                             “…Yunanlılar Bursa’ya giriyorlar,
                                                                               oldu. Nasıl Berlin’de ve Necid’de
                                             eşrafı Ulu Cami caddesine diziyorlar.
                                                                               bulunduğu yıllarda aklı fikri
                                             Siz, Bursa’yı bizden zapt ettiğiniz
                                                                               Çanakkale’de ise şimdi de Bursa’da
                                             zaman bizden şu kadar kız aldınızdı,
                                                                               idi. Yüreği daralıyor, şimdilik bir
                                             onları bize vereceksiniz diyorlar,
                                                                               şey yapamamanın verdiği isyan ve
                                             o kadar kız alıyorlar ve bunları
                                                                               üzüntüyle kendini Ankara’da bağlara,
                                             palikaryaların kollarına vererek
                                                                               bahçelere vuruyordu. İşte yine böyle
                                             eşrafın önünden geçiyorlar…
                                                                               bir ruh hali içindeyken bu gezinti
                                             Efendiler, Nilüfer Sultan’ın kabrini,
                                                                               esnasında ya bir bülbül sesini işitti ya
                                             vaktiyle sen bir Türk’e vardın diye
                                                                               da onu “vatanından ayrı kalıp kafeste
                                             yedi asır evvelki vakayı affetmeyerek
                                                                               tutsak edilmiş” halini tasavvur ederek
                                             bombalıyorlar.”
                                                                               Bursa’nın işgalinden duyduğu derin
                                                                               üzüntüyü dile getirmeye başladı.
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27